eminency

  1. Noun yücelik, ululuk, yükseklik, yüksek mevki/rütbe/paye, seçkinlik, mümtaziyet.
    philosophers of eminence
    = eminency: seçkin filozoflar.
    to reach/win eminence = eminency as a painter/a scientist.
  2. Noun tepe, doruk, yükseklik, yüksek yer.
    The tower had been built on a small eminence = eminency.
  3. Noun
    His/Your eminence = eminency: kardinallere mahsus şeref unvanı.
  4. Noun, Anatomy çıkıntı, yumru (özellikle kemikte).