fazla

Turkish-English Translation

  1. great
  2. much
  3. considerable
  4. waste
  5. spare
  6. redundant
  7. high
  8. Adverb excessively
  9. superfluous
  10. Adverb overly
  11. Adjective hearty
  12. exuberant
  13. devilish
  14. superlative
  15. residual
  16. heavy
  17. steep
  18. overdone
  19. supernumerary
  20. in excess
  21. too
  22. over
  23. residuary
  24. out
  25. troppo
  26. acute
  27. too many
  28. more (than
  29. excess
  30. additional
  31. per-
  32. excrescent
  33. too much
  34. nimious
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

fazla ileri gitmek
to overstep one's bounds Verb, Idioms
fazla ileri gitmek
to overstep one's boundaries Verb, Idioms
kapasite fazlası
overcapacity Noun, Trades-Professions
ağırlığı fazla
overweighted
ahalisi fazla
populous Adjective
arzın fazla
weak
aşırı fazla
usurious
birden fazla
plural
çok fazla
dreadfully Adverb
çok fazla
greatly Adverb
çok fazla
enormous Adjective
çok fazla
vastly Adverb
çok fazla
hugely
çok fazla
closely Adverb
çok fazla
endlessly Adverb
çok fazla
tremendous Adjective
çok fazla
hyper
çok fazla
dearly Adverb
çok fazla
excessively Adverb
çok fazla
like anything
çok fazla
infinitely Adverb
çok fazla
beyond the measure of
çok fazla
desperately Adverb
çok fazla
badly Adverb
çok fazla
heavily Adverb
çok fazla
immensely Adverb
çok fazla
sadly Adverb
çok fazla
considerably Adverb
çok fazla
severely Adverb
çok fazla
abundantly Adverb
çok fazla
too much
den daha fazla
upwards of
den fazla
ex
'den fazla
over and above extra
en fazla
at the most
en fazla
especially Adverb
en fazla
particularly Adverb
en fazla
utmost
en fazla
tops Adverb
en fazla
maximal
gereğinden fazla
amply Adverb
gereğinden fazla
superfluous Adjective
gereğinden fazla
excessively Adverb
gerekenden fazla
more than is necessary Adverb
hadden fazla
inordinate
haddinden fazla
excessive
haddinden fazla
unduly Adverb
haddinden fazla
excessively Adverb
haddinden fazla
over the top
haddinden fazla
bellyful
hayli fazla
considerable
miktarca fazla
goodly
yeterinden fazla
bellyful
fazla abartılmış
overinflated
fazla ağırlık
surplus weight
fazla ağırlık
excess weight
fazla alıngan
tetchy techy
fazla bagaj
excess baggage
fazla bagaj
excess luggage
fazla bagaj
luggage in excess
fazla bagaj
extra luggage
fazla bagaj ücreti
excess luggage charge
fazla başvuru
excess application
fazla büyük
oversize
fazla çalışma
work exceeding the maximum time specified in the legislation Noun, Employment
fazla çalışma tazminatı
forfeit paid for overworking
fazla çalışmak
to burn the candle at both ends Verb
fazla doldurmak
to surcharge Verb
fazla doldurulmuş
overfull
fazla dolu
overstuffed
fazla dramatik
histrionic
fazla gecikmeden
without undue delay
fazla gelen
overspill
fazla gelmek
to be uncomfortable (from eating or drinking too much Verb
fazla gelmek
to become intolerable (for a person or work Verb
fazla geniş
oversize
fazla germek
to strain Verb
fazla gösterişli
rococo
fazla iddialı
assertive Adjective
fazla iş
excess of work
fazla iş
excess work
fazla işçi
redundant employee
fazla işçi
redundant worker
fazla işçi
redundant employe
fazla ısınmak
to feel hot Verb
fazla ısıtmak
to grill Verb
fazla kaçırmak
to eat or drink too much Verb
fazla kaçırmak
to overdo it Verb
fazla kalabalık etmek
to overcrowd Verb
fazla kilo
overweight
fazla kilolu
overweight Adjective, Medicine
fazla kısımları kesip atmak
to prune Verb
fazla konuşmak
to speechify Verb
fazla konuşmak
to prate Verb
fazla kopya çıkarmak
to overprint Verb
fazla kopyalar
over copies Noun
fazla meraklı
old womanish
fazla mesai
premium pay
fazla mesai
overtime
fazla mesai
special hours
fazla mesai primi
premium overtime
fazla mesai ücreti almak
to be paid extra for overtime Verb
fazla mesai yapmak istemek
to jib at working overtime Verb
fazla mesai yatırmak
to employ on overtime Verb
fazla miktar
remnant
fazla nüfuslu
overpopulated
fazla nüfuslu
overpeopled
fazla ödeme
overpayment Noun
fazla ödeme
payment in excess
fazla ödemek
to overpay Verb
fazla olmak
to become intolerable Verb
fazla olmak
to exceed the limits Verb
fazla pahalı
too pricey
fazla pişmiş
overdone
fazla pozlama
over-exposure Noun, Photography
fazla resmi
prim
fazla saat çalışılan gün
long day
fazla satış yapmak
to oversell Verb
fazla sevkiyat
overshipment
fazla sıkıntı vermek
to overburden Verb
fazla suret
blind carbon copy
fazla suret
surplus copies
fazla sürmek
to overrun Verb
fazla süslü
fussy
fazla talep
excessive demand
fazla talep
excess demand
fazla tanınmayan
unaccustomed
fazla teklifsiz
too familiar
fazla telaşsız
without ruffle or excitement
fazla titiz
slow coach
fazla ürün vermek
to overbear Verb
fazla uyumak
to oversleep Verb
fazla vergi ödeme
tax overpayment
fazla vermek
to run a surplus Verb, Accounting
fazla yedirmek
to feed up Verb
fazla yorulmak
to overdo Verb
fazla yük
overs
fazla yük
surplus charge
fazla yük
extr freight a
fazla yük
overbalance
fazla yük
overload
fazla yük
overcharge
fazla yük
overfreight
fazla yüklemek
to overload Verb
fazla yüklemek
to supercharge Verb
fazla yüklemek veya doldurmak
to overload Verb
fazla yüksek kira bedeli
rackrent
birden fazla ...
more than one ... Adjective
birden fazla anlama çekilebilen
ambiguous Adjective
birden fazla giriş-çıkış vizesi
multiple-entry visa
birden fazla kere
multiply Adverb
Br fazla bagaj
overweight baggage (luggage)
değerinden fazla ödemek
to overpay Verb
filme fazla poz vermek
to overexpose Verb
giyiminde fazla titiz davranmak
to be too fussy about one's clothes Verb
haddinden fazla cesur kimse
daredevİl
kendine fazla güvenen
assertive
kraldan fazla kralcı
(Fr.) plus royaliste que le roi
kraldan fazla kralcı olmak
to out-herod herod Verb
lafı daha fazla uzatmadan
without more ado Adverb
ödemeler dengesinin fazla vermesi
external surplus
sayıca fazla olmak
to exceed in numbers Verb
şekle fazla bağlı kalmamak
not to pay too much attention on to form
taşıyabileceğinden fazla yüklemek
to surcharge Verb
yüz lira fazla ödemek
to pay a hundred overcharge Verb
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Her zamankinden ... çok, ziyâde
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.