first hand

  1. iyi işçi
dolaysız, aracısız, doğrudan doğruya.
(a) doğrudan doğruya, aracısız, asıl yerinden/kaynağından.
I learnt it at first hand from my neighbor.
(b) bizzat.
I found out at first hand by seeing it with my own eyes.
(at) second hand: ikinci elden, elden düşme.
toptancısından satın almak Verb
aracısız, dolaysız, vasıtasız, ana kaynaktan, doğrudan doğruya.
firsthand = first-hand information.
He got the information firsthand = first-hand.
haberi ilk kaynağından almak Verb
kaynağından duyduğu haberleri olmak Verb
bir şeyi kaynağından öğrenmek Verb
ilk elden satın almak Verb
birinci elden satın almak Verb
birinci elden (yeni olarak) satın almak Verb
kaynağından elde edilen bilgi
aracısız, dolaysız, vasıtasız, ana kaynaktan, doğrudan doğruya.
firsthand = first-hand information.
He got the information firsthand = first-hand.