flour

  1. Noun, Food-Kitchen un
  2. un.
  3. ince toz.
  4. un serpmek, unlamak, una bulamak.
  5. öğütmek, un yapmak, un haline getirmek.
  6. (cıva) başka madenin arı olmaması nedeniyle malgama yapamayıp ince taneler halinde yüzeyde belirmek.
  7. (hava ekisiyle, boya) tozlaşmak, ufalmak, un gibi olmak.
Belirli bir mala tahsis edilmiş mağazalardaki ekmek, pastalar, unlu mamuller ve şekerli ürünlerin perakende
ticareti (NACE kodu: 47.24)
Noun, Trades-Professions
çok amaçlı un Noun, Food-Kitchen
: karabuğday unu.
mısır unu. Noun
mısır nişastası. Noun
mısır unu Noun, Food-Kitchen
una bulamak Verb
balık unu. Noun
elenmemiş saf buğday unu, kepekli un.
kırmacı
çok amaçlı un Noun, Food-Kitchen
pirinç unu.
rice milk = rice pudding: sütlâç.
rice paper: pirinç kâğıdı, çeltik sapından yapılmış ince kâğıt.
kaya tozu: buzullarla ufalıp tozlaşan kaya.
glacier meal ile ayni anlama gelir. Noun
kendinden kabaran un Noun, Food-Kitchen
soya unu
unlamak Verb
ağartılmamış un Noun, Food-Kitchen
buğday unu
un
unculuk
un fabrikası Noun
un eleği Noun, Food-Kitchen
un güvesi
(Anagasta kuehniella). Larvası buğdaydan yapılmış yiyecekleri yok eden gri-siyah güve.