give in

English-Turkish Translation

  1. (a) teslim olmak, yenilgiyi kabul etmek, (b) teslim etmek, elden vermek.
    Give your examination papers
    in (to the teacher) when you've finished.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

give in one's adhesion to a party
bir partiye katılmak Verb
give in one's examination paper
sınav kâğıdını vermek Verb
give in one's name
adını listeye yazdırmak Verb
give in one's name
adını kaydettirmek Verb
give in a mortgage
ipotek etmek Verb
give in charge
(Br) birini polise teslim etmek Verb
give in consignment
emaneten vermek Verb
give in exchange
karşılığında vermek Verb
give in for a rise
fiyatların yükseleceğini bekleyerek hisse satın almak Verb
give in into demands
taleplere boyun eğmek Verb
give in mortgage
ipotek etmek Verb
give in pawn
terhin etmek Verb
give in prest
pey akçesi vermek Verb
give in security
garanti vermek Verb
give in something
birşeyi sunmak Verb
give in something
birşeyi teslim etmek Verb
give in something
birşeyi arz etmek Verb
give in to sb
pes demek Verb
give in to sb's opinion
birinin fikrini kabul etmek Verb
give in to something
birşeye mağlup olmak Verb
give in to something
birşeye yenilmek Verb
give in to something
birşey karşısında pes etmek Verb
give in to something
birşeye teslim olmak Verb
give a child in custody of an aunt
bir çocuğu teyzesinin vesayeti altına vermek Verb
give concessions in return
karşılığında imtiyazlar vermek Verb
give notice in writing
yazılı ihbarda bulunmak Verb
give on a share in a business
bir işle ilgilenmek Verb
give put in tender
ihaleye çıkarmak Verb
give sb's share in profits
birine kârdan pay vermek Verb
give someone a joint interest in an affair
birinin bir ticari işe iştirak etmesine müsaade etmek Verb
give someone a pain in the neck
birinin sinirine dokunmak Verb
give someone a partnership in business
birine bir işte ortaklık vermek Verb
give someone a poke in the ribs
birinin böğrüne dirsek vurmak Verb
give someone a share in profits
birine kârdan pay vermek Verb
give someone financial interest in a business
birine şirkette pay vermek Verb
give someone in charge of the police
birini polise teslim etmek Verb
give someone in marriage
birini evlendirmek Verb
give someone in marriage to
nikâhlamak Verb
give someone something in one's will
birine vasiyetinde bir şey vermek Verb
give someone something in one's will
birine vasiyetinde birşey vermek Verb
give someone the go- by in the street
birini yolda görmezlikten gelmek Verb
give something in commission
bir şeyi komisyonla satmak Verb
give something in exchange for sth
bir şeyi bir şeyle değişmek Verb
give something in pledge
bir şeyi rehine vermek Verb
give the economy a shot in the arm
(US) ekonomiyi canlandırmak için bir önlem almak Verb
give the economy a shot in the arm
ekonomiyi canlandırmak için bir önlem almak Verb
give the government a greater say in steering investment
yatırımları yönetmede hükümete daha büyük yetki vermek Verb
give vent to one's feeling in an impassioned speech
tutkulu bir konuşmada duygularını ifade etmek Verb
give witness on sb's behalf in (law) court
mahkemede biri lehine tanıklık etmek Verb
to give a case in point
bir örnek vermek gerekirse
English-Turkish phrases from Zargan's own database