groups

English Turkish Phrases

low-income groups
dar gelirliler Noun, Economics
arrange articles in groups
malları grup bulara ayırmak Verb
arrange articles in groups
malları gruplara ayırmak Verb
arrange in groups
gruplara ayırmak Verb
arrange something in groups
birşeyi gruplara ayırmak Verb
arrange something in groups
birşeyi gruplara bölmek Verb
arrange something in groups
birşeyi gruplar halinde düzenlemek Verb
arrangement in groups
gruplara ayırmak Verb
assemble into groups
gruplandırmak Verb
be divided into opposing groups
kutuplaşmak Verb
Chairmanships of Political Party Groups
Siyasi Parti Grubu Başkanlıkları Noun, Organizations
European interest groups
Avrupa Çıkar Grupları (Avrupa Topluluğu'nun baskı gruplarına verilen ad
European Interest Groups
avrupa çıkar grupları Noun
fixed income groups
sabit gelir grubu
form groups
kümeleşmek Verb
in groups
küme küme, öbek öbek, kümeler halinde.
isomorphic topological groups
eşyapılı ilingesel öbekler.
matched groups
eş gruplar Noun
Political Party Groups
Siyasi Parti Grupları Noun, Organizations
power groups
güç odakları Noun
rights of minority groups
azınlık gruplarının hakları Noun
separate into groups
gruplaşmak Verb
sit in two groups
haremlik selamlık olmak Verb
socio economic groups
sosyo-ekonomik gruplar (seçilmiş ekonomik ve sosyal kriterlere göre nüfusun bölümlere ayrılması
socio-economic groups
sosyoekonomik gruplar Noun
split up into small groups
küçük hiziplere ayrılmak Verb
to separate into groups
gruplandırma
dissensions between rival groups in politics
politikada rakip gruplar arasında ihtilaf
English-Turkish phrases from Zargan's own database