hâkim

Turkish-English Translation

  1. lord
  2. master
  3. justice
  4. judge
  5. ruler
  6. overwhelming
  7. recorder
  8. prevailing
  9. predominant
  10. beak
  11. dominating
  12. dominant
  13. preponderant
  14. domine
  15. justiciary
  16. public defender
  17. judicial officer
  18. master of law
  19. regnant
  20. overlooking
  21. supreme
  22. prepotent(ial)
  23. on top
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

acımasız hâkim
severe judge
adil hâkim
upright judge
askeri adli hâkim
(Br) judge advocate
askeri adli hâkim
judge advocate
baş hâkim
senior judge
baş hâkim
keeper of the king's conscience
baş hâkim
chief judge
bilgili hâkim
learned judge
ciddi hâkim
sober judge
dünyaya hâkim
world-dominating
federal hâkim
(US) federal judge
federal hâkim
Federal judge
fiili hâkim
judge of fact (de facto)
geçici yetkili hâkim
judge protem (pore)
geçici yetkili hâkim
judge protempore
görev başında hâkim
judge sitting (in court
görev başında hâkim
judge sitting in court
görev başında hâkim
judge sitting
hoşgörülü hâkim
indulgent judge
kendi kendine hâkim
self discipline-
kendine hâkim
continent
kendine hâkim
cool as a cucumber
kendine hâkim
imperturbable
kendine hâkim
sober
kendine hâkim
collected
kıdemli hâkim
senior judge
laik hâkim
lay judge Adjective, Law
mahkemede dinleyicileri hâkim
bar
meslekten olmayan hâkim
lay justice
meslekten yetişmiş hâkim
professional judge
miras işlerine bakan hâkim
prerogative officer
muvazzaf hâkim
professional judge
özel görevli hâkim
special examiner
özel hâkim
special referee
piyasaya hâkim
market dominating
reddedilen hâkim
challenged judge
redd-i hâkim
removal of judge Noun, Law
redd-i hâkim
recusation Law
rüşvet alan hâkim
corrupt judge
seçilen hâkim
elective judiciary
sert hâkim
harsh judge
taraf tutan hâkim
partial judge
tek hâkim
single judge
tek hâkim
sole judge
vergi işlerine bakan hâkim
special commissioner
yardımcı hâkim
deputy judge
yardımcı hâkim
assistant judge
yardımcı hâkim
assistant barrister
yetkili hâkim
competent judge
yetkili hâkim
adequate judge
hâkim ...
praetorian
hâkim atanmak
to be appointed judge Verb
hâkim başkan
dominant leader
hâkim başlığı
judgement cap Noun
hâkim başlığı
judgment cap
hâkim bir tonda
in a commanding tone
hâkim bir tonda
commanding tone
hâkim cübbesi
judicial robe Noun
hâkim cübbesi
judge's gown Noun
hâkim cübbesi
judge's robe Noun
hâkim cübbesi
court dress
hâkim cübbesi
judicial gown Noun
hâkim dokunulmazlığı
judicial privilege
hâkim durum
commanding position
hâkim durum
dominant position Noun, Competition Law
hâkim durumda
commanding position
hâkim gayri menkul
dominant tenement
hâkim güç
sovereign power
hâkim hükmüne bağlı
judge-made
hâkim hükmüne bağlı
judge- made
hâkim kararı
magisterial decree
hâkim kürsüsü
judicial bench
hâkim kürsüsü
justice box
hâkim kürsüsü
banc
hâkim mevki
dominant position
hâkim mevkiinde bulunmak
to be on the benches Verb
hâkim moda
prevalent fashion
hâkim moda
leading fashion
hâkim muavini
side judge
hâkim muavini
assistor
hâkim muavini
associate judge
hâkim olan piyasa fiyatı
marketable prices
hâkim olma
domination Noun
hâkim olma
prevalence
hâkim olma
control
hâkim olmak
to predominate Verb
hâkim olmak
to preponderate Verb
hâkim olmak
to have Verb
hâkim olmak
to govern Verb
hâkim olmak
to qualify as a judge Verb
hâkim olmak
to curb Verb
hâkim olmak
to command Verb
hâkim olmak
to prevail Verb
hâkim olmak
to grip Verb
hâkim olmak
to master Verb
hâkim olmak
to dominate Verb
hâkim olmak köşeye sıkıştırmak
to corner Verb
hâkim rolü üstlenmek
to assume the role fo a judge Verb
hâkim rüzgâr
prevailing wind Noun
hâkim şahsiyet
dominating figure
hâkim sıfatıyla
in his function as magistrate
hâkim tayin olmak
to be appointed judge Verb
hâkim tayin olunmak
to be elected to the bench Verb
hâkim tayin olunmak
to be raised to the benches Verb
hâkim ve avukatlar
bar and bench
hâkim vekili
substitute judge
hâkim yardımcısı
special master
hâkim yardımcısı
assistant judge
hâkim yardımcısı
puisne judge
(askerlikte) hâkim mevzi
key
alana hâkim olmak
to remain in possession of the field Verb
baş hâkim (mahkemeye başkanlık eden hâkim
chief justice
baş hâkim yardımcısı
vice- chancellor
başkasının iradesine hâkim olma
captation
bir çoğunluğa hâkim olmak
to be in control of a majority Verb
bir dile hâkim olma
command of a language
bir dile hâkim olmak
to possess a language Verb
bir dile hâkim olmak
to have a great command of a language Verb
bir duruma hâkim olmak
to master a situation Verb
bir konuya hâkim olmak
to be master of a subject Verb
bir konuya hâkim olmak
to master a subject Verb
bir şeye hâkim olmak
to be in command of sth Verb
birine hâkim olmak
to have someone in the hip Verb
birini hâkim olarak atamak
to constitute someone a judge Verb
çevresine hâkim olmak
to rule the roost Verb
dünya piyasasına hâkim olma
command of the world market
dünyaya hâkim olmak
to sway the world Verb
duruma hâkim olmak
to master a situation Verb
duruma hâkim olmak
to be master of the situation Verb
duruma hâkim olmak
to be on top Verb
duruma hâkim olmak
to have the situation in hand Verb
duygularına hâkim olmak
to have command over one's temper Verb
duygularına hâkim olmak
to master one's feelings Verb
duygularına hâkim olmak
to contain one's feelings Verb
gezici hâkim veya papaz
circuit
hukukçu olmayan hâkim yardımcısı
lay judge
iktisadi hayatta hâkim grup
interest
İngilizce'ye hâkim olmak
to have a command of english Verb
iyice hâkim olmak
to have a firm hold Verb
kendi ne hâkim olma
self-check
kendi ne hâkim olma
self-mastery
kendi ne hâkim olma
self-control
kendine hâkim olamama
uncontrollable temper
kendine hâkim olan
self-contained
kendine hâkim olma
self-control
kendine hâkim olma
self- check
kendine hâkim olma
self restraint
kendine hâkim olma
possession
kendine hâkim olma
self-mastery
kendine hâkim olma
temperance
kendine hâkim olma
self-posession
kendine hâkim olma
self possession -
kendine hâkim olmak
to hold in one's temper Verb
kendine hâkim olmak
to contain yourself Verb
kendine hâkim olmak
to compose Verb
kendine hâkim olmak
to keep yourself from doing something Verb
kendine hâkim olmak
to take a grip on (of) oneself Verb
kendine hâkim olmayan
uncollected
kendisine hâkim olmak
to school one's temper Verb
konjonktür politikasına hâkim olmak
to keep tabs on the state of economy Verb
konjonktüre hâkim olmak
to grip on the economy Verb
konuya hâkim olmak
to master a subject Verb
mahkeme veya hâkim tarafından
fixing bail
medeni hukuk hâkim yardımcısı
master of common law
melekelerine hâkim olmak
to be in the enjoyment of all one's senses Verb
öfkesine hâkim olamamak
to boil over Verb
öfkesine hâkim olmak
to keep one's shirt on Verb
olağanüstü hâkim emri
prerogative writ
piyasa oyunlarına hâkim olmak
to romp into a market Verb
piyasaya hâkim fiyat
ruling price
piyasaya hâkim olma kuvveti
market power
piyasaya hâkim olmak
to command the market Verb
piyasaya hâkim olmak
to grip of the market Verb
piyasaya hâkim şirket
corporation dominating the market
sinirlerine hâkim olamamak
to wind up Verb
sinirlerine hâkim olmak
to keep one's shirt on Verb
tutkularına hâkim olmak
to command one's passions Verb
Turkish-English phrases from Zargan's own database