high- level

  1. yüksek
yüksek düzey(de)/seviye(de), yüksek kademe(li).
a high-level meeting. Adjective
yüksek mevkili/mevki sahibi, üst kademe(deki).
high-level personnel. high-level diplomats. Adjective
yüksekten, yüksek bir yerde yapılan. Adjective
yüksek konjonktür
yüksek düzeyli veri bağlaç denetimi
yüksek seviyede yöneticiler Noun
yüksek düzeyli kütük deposu Noun
fortran-algol vs
yüksek düzeyli dil
fiyatların yüksek seviyesi
yüksek fiyat düzeyi
yüksek düzeyli onarma (kurtarma
yüksek mevkide olmak Verb