kidney

  1. Noun, Medicine böbrek
  2. Noun (yiyecek olarak) böbrek (eti).
  3. Noun huy, mizaç, tabiat, tür, nevi, cins, çeşit.
    I wouldn't trust anyone of that kidney: Bu tür kimselere
    güvenemem.
    a man of my own kidney: mizacıma uygun bir kişi.
    of the same kidney: aynı huyda/mizaçta/yaratılışta, aynı cins.
böbrek fonksiyonu testleri Noun, Medicine
sun'î böbrek.
sarkık böbrek.
böbrek küveti Noun, Medical Equipment
böbrek küvet Noun, Medical Equipment
fasulye, barbunya (fasulyesi)
(Phaseolus vulgaris). Noun
(kuru) barbunya/fasulye. Noun
böbrek küveti Noun, Medical Equipment
böbrek küvet Noun, Medical Equipment
böbrek yetmezliği Medicine
böbrek enfeksiyonu Noun, Medicine
böbrek iltihabı Noun, Medicine
böbrek iltihaplanması Noun, Medicine
sun'î böbrek, böbrek makinesi. Noun
(böbrek şeklinde) demir cevheri, hematit. Noun
böbrek biçiminde
böbrek taşı. Noun
nefrit. Noun
böbrek nakli Noun, Surgery
böbrek nakli Noun, Surgery
böbrek burçağı
(Anthylis vulneraria): eskiden böbrek hastalıklarında kullanılan bezelye familyasından,
yaprakları yonca biçiminde, kırmızı veya sarı çiçekler açan bir bitki.
woundwort ile ayni anlama gelir.
Noun
kronik böbrek yetmezliği Noun, Medicine
polikistik böbrek hastalığı Noun, Diseases