uğranan zararın gerçek değeri
vergiden düşülebilen zarar
kemik erimesi
Noun, Diseases
muhasebe defterinde görünen zarar
muhasebe defter inde görünen zarar
sermaye kaybı (sabit varlıkların satışında veya değişiminde defter değerlerine göre uğranılan zarar
müteakip yıllara aktarılan açık
farkına varılmadan kalan zarar
(taşıyıcı) tanınmayan ziyan
müsadere yüzünden uğranılan zarar
müsadere yüzünden uğranan zarar
sonucunda meydana gelen zarar
hükmi tam ziyan (gemi ve taşıdığı yükün ciddi hasar görmesi
tahrip edilmeden hasar gören ancak astarı yüzünden pahalıya çıkacak tamir gerektiren zarar
değeri saptanabilir hasar
değeri saptanabilir zarar
beklenen zarar
Noun, Banking
satış fiyatının maliyetin altına düşmesi
saç dökülmesi
Noun, Diseases
işitme kaybı
Noun, Medicine
değer düşüklüğü zararı
Noun, Accounting
değer düşüklüğü kaybı
Noun, Accounting
tazmin edilemeyecek zarar-ziyan
telafisi mümkün olmayan zarar ziyan
telafi edilemeyecek zarar
telafisi mümkün olmayan zarar
telafisi mümkün olmayan kayıp
(taşıyıcı) tespiti mümkün zarar
broker ile sigortacı arasında plasman görüşmeleri yapılırken taraflardan biri veya her ikisi tarafından bilinen hasar
(yük) kabul edilen zarar ziyan
kayıp, kaybetme, zayi etme, yitirme.
loss of blood: kan kaybı.
loss of prestige: itibarını
kaybetme.
loss of heat: ısı kaybı.
loss of civil rights: medenî haklarını kaybetme.
loss of time: zaman kaybı.
loss of opportunities: fırsat kaybı, fırsatların elden kaçması.
Noun
kaybolma, yitme, yitik, yitim.
to discover the loss of a document: bir belgenin kaybolduğunu farketmek.
loss of voice: ses yitimi.
Noun
kayıp, kaybolan kimse/şey.
to suffer the loss of one's friends.
Noun
zayiat, kaybolan miktar.
The loss from the robbery amounted to a week's salary.
Noun
zarar, ziyan, dokunca.
loss of profit: kârdan zarar, mahrum kalınan kâr.
a dead loss: tam ziyan, herşeyi kaybetme.
Noun
(yarışma/mücadele vb.) yenilgi, yenilme, kayıp.
the loss of a bet/of a battle.
Noun
azalma, düşme.
the loss of engine speed at high altitudes.
Noun
yokolma, telef (olma).
the loss of a ship by fire.
Noun
(a) can kaybı, telefat, (b)
losss: zayiat, kayıplar, savaşta ölenlerin sayısı.
Noun, Military
hasar.
average loss: kısmî hasar.
total loss: tam hasar, tam zarar, onarılmaya değmeyecek derecede büyük hasar.
Noun, Insurance
(buharlaşma vb.) eksilme, azalma, fire.
Noun
sigorta şirketi ile poliçe sahibi arasındaki sigorta bedelinin ödenmesini düzenleyen kişi
hasar maliyetinin sigortacı tarafından tahmini
zarar oranı (toplanan primlerle uğranılan zararlar arasındaki oran
fiyat düşürmekten uğranılan zarar
hafıza kaybı
Noun, Medicine
net zarar (bir muhasebe döneminde toplam harcamaların toplam gelirleri aştığı miktar
(gemi) uzun süredir görülemeyen ve haber alınamayan ancak battığına dair kanıt olmayan gemi
yeniden değerlendirme zararı
tam ziyadan kurtarıldığında varış yerlerine gönderileceği yerde satılırsa
satış değeri ile sigortalı değer arasındaki fark
kıymetli kâğıtları satması yönünde brokere verilen talimat
fiyatların belirli bir düzeyin altına düşmesi durumunda
sigorta edilenin bütünüyle kaybı veya tamir kabul etmeyecek şekilde hasara uğraması
kur farkı gideri
Noun, Accounting
(sigorta şirketi) yol boyu uğranılan zarar
beklenmeyen zarar
Noun, Banking
(ev) kiracısız kalmaktan uğranılan zarar
kilo verme
Noun, Medicine
kilo kaybı
Noun, Medicine