melting

English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

zone melting

bölgesel eritme: arıtılacak kristalli madenin bir kısmını eritip kütle içinde ilerleterek yabancı maddeleri

ayırma ve arıtılmış kısmı tekrar kristalleştirme yöntemi.

melting furnace

eritme fırını

melting heat

boğucu sıcaklık

melting point

ergime noktası: katı bir maddenin sıvılaşmaya başladığı sıcaklık derecesi.

melting point

erime noktası Noun, Engineering

melting pot

(a) pota, maden ergitme kabı, (b) çeşitli milletlere/ırklara mensup halkın bir arada kaynaştığı ülke.

be gradually melting away

gittikçe eriyip kaybolmak Verb

go into the melting pot

büyük bir değişim geçirmek Verb

put everything back into the melting pot

her şeyi yeniden soru konusu yapmak Verb

put into the melting pot

dönüştürmek Verb

English-Turkish phrases from Zargan's own database

English-Turkish