mixed-up

  1. Adjective şaşkın, şaşırmış, zihni karışmış/bulanmış, afallamış, ne yapacağını bilemez halde.
    He listened so
    many political arguments that he got all mixed-up = mixed up, and had no idea which was right and which was wrong.
  2. Adjective (kötü bir işe) karışmış/bulaşmış.
    I'm afraid he's mixed-up = mixed up in some dishonest business.
  3. Adjective (kötü bir kimse ile) yakınlık kurmuş.
şaşkın, şaşırmış, zihni karışmış/bulanmış, afallamış, ne yapacağını bilemez halde.
He listened so
many political arguments that he got all mixed-up = mixed up, and had no idea which was right and which was wrong.
Adjective
(kötü bir işe) karışmış/bulaşmış.
I'm afraid he's mixed-up = mixed up in some dishonest business. Adjective
(kötü bir kimse ile) yakınlık kurmuş. Adjective