navigation

  1. Noun gemi/uçak seferi, seyrüsefer.
  2. Noun (gemileri/uçakları) gütme, sevketme.
    The compas is an instrument of navigation.
  3. Noun (gemi/uçak) gidiş/geliş yollarını haritada çizme/işaretleme.
  4. Noun denizcilik, havacılık, (gemi/uçak ile) gidip gelme.
    navigation is difficult on this river because
    of the rocks. a passage open to navigation .
  5. Noun gemicilik, denizcilik bilimi.
Ölçme, test ve seyrüsefer amaçlı alet ve cihazların imalatı (NACE kodu: 26.51) Noun, Trades-Professions
Ölçme, test ve seyrüsefer amaçlı alet ve cihazlar ile saat imalatı (NACE kodu: 26.5) Noun, Trades-Professions
seyrüsefer kazası
seyrüsefer kazaı
hava seyrüseferi
uçak seyri
hava seyrüseferi, havacılık (işletmesi).
hava seyrüseferi
kanal seyri
yıdızlarla yolalma, yıldızlara göre seyrüsefer.
kıyı seyri
sahil seyri
sahil seyri
kıyı seyri
kıyı seyrüseferi
kıyı boyunca seyretme
deniz ticareti
ticari seyrüsefer
Denizde Seyrüsefer Güvenliğine Karşı Yasadışı Eylemlerin Cezalandırılmasına Dair Sözleşme Proper Name, Law
Denizcilik Seferyollarının Güvenliğine Karşı Yasadışı Eylemlerin Önlenmesi Sözleşmesi Proper Name, Law
Denizcilik Seyrüsefer Güvenliğine Karşı Yasadışı Eylemlerin Önlenmesi Sözleşmesi Proper Name, International Law
deniz yolculuğu tehlikeleri Noun
yöneltilmiş radar işaretinin frekans değişmesinden uçağın hız, konum ve rotasını belirleme. Noun
Avrupa Hava Trafiği Güvenliği Teşkilatı
avrupa hava trafiği güvenliği teşkilatı
seyrüsefer serbestisi Noun, International Law
açık deniz seyri
(gemi güvertesinde uygunsuz ticari işler çevirme
eylemsiz güdüm: roket, uzay aracı, uçak vb.'nin hız ve doğrultu değişmelerine duyarlı jiroskop vb. gibi aletlerle güdümü.
bir ülkenin iç sularında seyir
memleket içi gemi seyrüseferi
iç sular trafiği
nehir , göl gibi memleket içi seyrüsferi
göl gibi memleket içi gemi seyrüseferi
yurt içi vapur seferleri Noun
yurt içi vapur seyrüseferi
muntazam seyri olan gemi
seyrüsefer hattı
seyrüsefer hattı
uzak mesafe seyri
deniz seyrüseferi
seyrüseferi engellemek Verb
seyrüsefere mani olmak Verb
seyrüseferi engelleme
şilepçilik
muntazam seyri olan gemi
seyrüsefer talimatnamesi
seyir riski
ırmak trafiği
uluslararası gemi trafik kuralları Noun
uzay seyri
gemi trafiği antlaşması
Birleşmiş Milletler Deniz Seyir Güvenliğine Karşı Yasadışı Eylemlerin Önlenmesine Dair Sözleşme Noun, International Law
iç sularda seyreden gemi
gemi seyrüseferi anlaşması
seyrüsefer antlaşması
seyir sözleşmesi
seyir yardımcı araç ve gereçleri Noun
seyre yardımcı olan araç ve gereçler Noun
seyir yardımcıları Noun, Maritime Traffic
seyir duyuruları Noun, Maritime Traffic
seyir yardım hizmetleri Noun, Maritime Traffic
seyir haritası Noun
gemicilik şirketi
yol bilgisayarı Noun, Transport
seyir evrakı Noun, Maritime Traffic
seyir rüsumu
seyir aletleri Noun
şamandıra
indirme iskelesi
deniz ticaretini geliştirmek ya da sınırlandırmak için çıkarılan yasalar
uçuş ışığı: uçak gövdesine bağlı ve gece uçuşu esnasında uçağın boyutlarını, yerini ve yolunu gösteren
renkli ışık.
position light, running light ile ayni anlama gelir.
Noun
seyrüsefer ışıkları Noun
seyrüsefer subayı
geminin limanda bulunduğu sırada veya yatarken ortaya çıkan rizikoların aksine seferdeyken oluşan rizikolar Noun
geminin rotası Noun
seyrüsefer rotası Noun, Maritime Traffic
seyir emniyeti, seyir güvenliği Noun, Maritime Traffic
seyir güvenliği Noun, Maritime Traffic
denizcilik okulu
karasularında irtifak hakkı
sefer bölgesi Noun, Maritime Traffic
Seyir, Hidrografi ve Oşinografi Dairesi Başkanlığı Proper Name, Organizations
SHODB Proper Name, Organizations
hava antlaşması
ırmaklarda seyrüsefer özgürlüğü
açık deniz seyri
avrupa hava taşımacılığı güvenlik örgütü
Seyir ve Hidrografi Hizmetleri Yasası Proper Name, Law
Seyir, Hidrografi ve Oşinografi Hizmetleri Plan ve Koordinasyon Kurulu Proper Name, Organizations
Seyir Duyuruları Hazırlama ve Yayımlama Hizmetleri Yönetmeliği Proper Name, Law
1738 Sayılı Seyir ve Hidrografi Hizmetleri Yasasının Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik Proper Name, Law