neutral

English-Turkish Translation

  1. Adjective, Biology etkisiz (Kaynak: Evrim Çalışkanları)
  2. Adjective bitaraf
  3. Adjective, Biology yansız (Kaynak: Evrim Çalışkanları)
  4. yansız, tarafsız, bitaraf, taraf tutmayan (kişi/devlet/ülke).
    Switzerland was neutral during the last
    two wars in Europe. My uncle was neutral on the subject of women's right.
  5. (savaşta) tarafsız ülke vatandaşı.
  6. belirsiz, silik, belirli bir niteliği olmayan.
    a neutral personality.
  7. Machines boş, avara, hareketsiz, ayrı.
    When you start the engine, be sure the car is in neutral: Motoru
    çalıştırırken vitesi boşa almayı unutma.
  8. (renk) (a) boz, külrengi, gri, kurşunî.
    We painted the room a neutral color. (b) her renge uyan (beyaz ve pastel gibi).
  9. (bkz: neuter ).
  10. Chemistry yansız, ne asit ne baz özelliği göstermeyen.
    neutral salts. a neutral solution.
  11. Physics ılın, elektriklenmemiş, yüksüz, mıknatıslanmamış, ne + ne - yüklü.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

become neutral
nötrleşmek Verb
lever into neutral
(vites) boşa almak Verb
remain neutral
tarafsız kalmak Verb
remain neutral
nötr kalmak Verb
slip the gear into neutral
vitesi boşa almak Verb
stand neutral
tarafsız kalmak Verb
trypaflavine neutral
acriflavine Noun
neutral acriflavine
acriflavine
neutral asylum
tarafsız bir memlekete sığınma
neutral banking transactions
nötr bankacılık işlemleri Noun
neutral bankruptcy transactions
nötr bankacılık işlemleri Noun
neutral block
bitaraf ülkeler
neutral commerce
tarafsız devletler arasındaki ticaret
neutral consumption effect
yansız tüketim etkisi
neutral countries
tarafsız ülkeler Noun
neutral flag
tarafsız bayrak
neutral gear
avara
neutral gear
(vites) boşta
neutral ground
tarafsız alan
neutral ground
tarafsız saha
neutral money
nötr para
neutral money
satınalma gücü değişmeyen para
neutral mutation
etkisiz mutasyon (Kaynak: Evrim Çalışkanları) Noun, Biology
neutral nation
tarafsız ülke
neutral port
tarafsız liman
neutral position
nötr pozisyon
neutral position
(vites) boşta
neutral property
tarafsız bir devlette bulunan mülk
neutral property
tarafsız ülke tebasının mülkiyetindeki emlak
neutral rate of interest
nötr faiz haddi
neutral ship
tarafsız gemi
neutral spirits
saf alkol, viskiye karıştırılan ve cin, kordiyal, likör vb. yapmakta kullanılan 95°'lik alkol. Noun
neutral state
tarafsız devlet Noun, Politics-Intl. Relations
neutral state citizen
tarafsız ülke vatandaşı Noun, International Law
neutral tax
tarafsız vergi
neutral theory
nötral kuram (Kaynak: Evrim Çalışkanları) Noun, Biology
neutral zone
tarafsız bölge. Noun
neutral zone
tarafsız bölge Noun, Politics-Intl. Relations
block of neutral countries
bloksuz ülkeler Noun
block of neutral countries
bitaraf ülkeler Noun
in neutral bottoms
tarafsız bayrak altında
maintain a neutral attitude
tarafsız bir tutum takınmak Verb
maintain a neutral attitude
nötr bir tutumu olmak Verb
mask a ship under a neutral flag
bir gemiyi tarafsız ülke bayrağı ile gizlemek Verb
mask a ship under neutral flag
gemiyi tarafsız bayrak ile maskelemek Verb
mask a y under neutral flag
gemiyi tarafsız bayrak ile maskelemek Verb
run in neutral gear
vites boşta gitmek Verb
under a neutral flag
nötr bandıralı
English-Turkish phrases from Zargan's own database