fruit

English-Turkish Translation

  1. Noun, Botany meyve
  2. Noun meyve, yemiş.
    dried fruit: kuru yemiş.
    soft fruit: çilek vb. gibi yumuşak meyve.
    fruit
    cup: bardak/kadeh içinde verilen karışık meyve salatası.
    fruit salad: meyve salatası.
    fruit knife: meyve bıçağı.
    stone fruit: çekirdekli meyveler.
    fruit-bud: çiçek/meyve veren tomurcuk.
  3. Noun, Botany bitkinin tohumlu/çekirdekli kısmı.
  4. Noun sonuç, semere, netice.
    Their plans haven't borne fruit: Plânları bir sonuç vermedi.
    His failure
    is the fruit of laziness.
  5. Noun ürün, mahsul, hasıla, verim.
    His invention was the fruit of much effort.
  6. Noun, Public Finance kâr, kazanç.
  7. Noun döl, evlât, nesil.
  8. Noun ibne, homoseksüel erkek.
  9. Noun ahbap.
    old fruit: eski ahbap. (nadiren kullanılır).
  10. Verb meyve ver(dir)mek.
    The tree fruits in the late summer. Pruning will sometimes fruit a tree.
  11. Verb verimli olmak/kılmak, sonuç/netice ver(dir)mek.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

low-hanging fruit
kolay lokma Noun
Manufacture of cider and other fruit wines (NACE code: C11.0.3)
Elma şarabı ve diğer meyve şaraplarının imalatı (NACE kodu: 11.03) Noun, Trades-Professions
Manufacture of fruit and vegetable juice (NACE code: C10.3.2)
Sebze ve meyve suyu imalatı (NACE kodu: 10.32) Noun, Trades-Professions
Other processing and preserving of fruit and vegetables (NACE code: C10.3.9)
Başka yerde sınıflandırılmamış meyve ve sebzelerin işlenmesi ve saklanması (NACE kodu: 10.39) Noun, Trades-Professions
Processing and preserving of fruit and vegetables (NACE code: C10.3)
Sebze ve meyvelerin işlenmesi ve saklanması (NACE kodu: 10.3) Noun, Trades-Professions
Retail sale of fruit and vegetables in specialised stores (NACE code: G47.2.1)
Belirli bir mala tahsis edilmiş mağazalardaki meyve ve sebze perakende ticareti (NACE kodu: 47.21) Noun, Trades-Professions
Wholesale of fruit and vegetables (NACE code: G46.3.1)
Meyve ve sebzelerin toptan ticareti (NACE kodu: 46.31) Noun, Trades-Professions
(plant) which will not bear fruit
meyvesizlik
bear fruit
ürün vermek Verb
bear fruit
meyve vermek Verb
carob fruit
keçi boynuzu
citrus fruit
turunçgillerden herhangi bir meyve: limon, portakal, turunç, mandalina vb.
dried fruit
kuru(tulmuş) meyve.
dry fruit
kuruyemiş
fleshy part of fruit
et
forbidden fruit
(a) memnu meyve: Kutsal Kitaba göre Adem ve Havvanın Allahın emrine aykırı olarak yeyip cennetten kovuldukları,
iyi ile kötüyü ayırdetmeye yarayan bilgi ağacının meyvesi, (b) yasa/ahlâk dışı zevk ve sefahat düşkünlüğü.
fresh fruit
yemiş
glacéed fruit
şekerleme
hanging bunch of fruit
hevenk
have someone peel (a vegetable or fruit
soydurmak Verb
key fruit
samara Noun
kiwi fruit
kivi (meyva)
low-hanging fruit
kolay hedef Noun
middleman in fruit
kabzımal
multiple fruit
bitişik meyve: birçok çiçeklerin dişilik organlarının birleşmesiyle oluşan meyve (dut, ananas vb.). Noun
produce a large quantity of fruit
çok meyve vermek Verb
producer or seller of buts and dried fruit
yemişçi
raw fruit
taze meyve
ripe fruit
olgun meyve
ripe fruit
olmuş meyve
soft fruit
kabuksuz
soft fruit
yumuşak meyve
stewed fruit
komposto
stewed fruit
hoşaf
sth which is made from fruit
meyveli
stone fruit
çekirdekli meyve (şeftali, kaysı, erik, kiraz vb.). Noun
unripe fruit
ham meyva
us- grown fruit
memleket dışında yetiştirilen meyve
fruit bat
uçan tilki
(Pteropus edulis): eski dünyanın tropik bölgelerinde yaşayan, kafası tilki başına benzer,
meyve yiyen bir tür yarasa.
fruit bearing
semereli
fruit cake
meyveli ve kuru yemişli pasta
fruit car
meyve vagonu
fruit cocktail
meyve kokteyli
fruit fallen
ayrılıktan kalan ürünler
fruit farmer
meyve çiftçisi
fruit fly
meyve sineği
(Trypetidae Ceratitis/Anastrepha): larvaları meyvelere zarar veren birkaç çeşit haşerat. Noun
fruit fly

drosophila ile ayni anlama gelir. meyve kelebeği: larvaları meyve ile beslenen ve kendisi kalıtım
araştırmalarında kullanılan kelebek türü.
Noun
fruit fly
meyve sineği (Kaynak: Evrim Çalışkanları) Noun, Biology
fruit growing
meyvecilik
fruit jar
meyve konservesi
fruit juice
meyve suyu
fruit machine
otomatik kumar makinesi
fruit nappie
meyve/tatlı tabağı. Noun
fruit nappy
meyve/tatlı tabağı. Noun
fruit of much study
uzun çalışma sonucu elde edilen şey
fruit of the loins
nesil, kuşak.
fruit ranch
meyve bahçesi
fruit ranch
meyve bahçesi/çiftliği. Noun
fruit salad
meyve salatası Noun, Food-Kitchen
fruit selling
meyvecilik
fruit shop
meyve dükkânı
fruit stand
meyve tablası/sergisi, işporta. Noun
fruit sugar
meyve şekeri, früktoz. Noun
fruit tree
meyve ağacı. Noun
(plant) which has fruit on it
meyveli
(plant) which has no fruit on it
meyvesiz
Mediterranean fruit fly
meyve sineği
(Ceratitis capitata): siyah-beyaz benekli, iki kanatlı, larvası olgun meyveleri mahveden bir tür sinek.
thin sheet of sun-dried fruit pulp
pestil
English-Turkish phrases from Zargan's own database