onu

Turkish-English Translation

  1. it
  2. her
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

onu alt-taşeronluğa karşı koruyan ilke
delegatus non potest delegare
onu bir görev saymak
to esteem it a duty Verb
onu bunu çekiştirme
idle gossip
onu bunu toplamayı seven kişi
magpie
onu çağırmaya karar verdiler
they are agreed to send for him
Onu demek istemedim.
That's not the point.
onu gıyap tanıyorum
I know him by reputation
onu hesaba bile katmamak
to say nothing of it Verb
onu iki kez denedi
he made two attempts at it
onu kabul etmek
to face it Verb
onu kendisi söyledi
(Lat.) ipse dixit
onu köşe bucak aramak
to look up and down for it Verb
onu savunmuyorum
I hold no brief for him
onu tasvir etmeye yetmeyecek söz
to be not the word for it
onun arkasındaki koltuğun önü arasındaki mesafe
pitch
bir denizaltıya bindirerek onu batırmak
to ram a submarine Verb
bir fırsat yakalayıp onu mali bir avantaja dönüştürmek
to cash in on sth Verb
bir menkule ait muntazır hak (bu hakkı bekleyen onu iktisap edemeden ölürse hak vârislerine geçmez
contingent interest in personal property
bir plan ya da tasarının onu yapanın aleyhine işlemesi
backfiring
biriyle tartışarak kesin olarak onu terk etmek
to split with Verb
çeki alanın onu başkasına devretmesi durumundaki çek
third- party check
düşmesi onu epeyce sarstı
the fall gave him a nasty jar
herkes ne yaparsa onu yapmak
to follow the herd Verb
sen onu benim külahıma anlat
tell it to the marines
sen onu benim külahıma anlat
tell that to the horse- marines
steno ile dikte alıp onu daktiloya çeken kimse
stenotypist
ya da onu aşan müşteri
high risk
(salgın) önü alınmak
to abate Verb
kapı önü sundurması
porch
kapı önü tentesi
marquee
önü açık
to have fine prospects before oneself
önü açık kısa kadın ceketi
bolero
önü alınamaz bir şekilde
inexorably Adverb
önü alınan enflasyon
pent up inflation
önü alınan enflasyon
pent-up inflation
önü tekerlekli arka tarafı paletli araç
half track
pantolon önü kapağı
codpiece
perde önü
proscenium Theatre
sahnenin önü
downstage
sahte gömlek önü
dickey
şömine önü
chimney corner
Turkish-English phrases from Zargan's own database