pines -> pine

  1. Noun, Plant Species çam
  2. Botany çam
    (Pinus).
  3. çama benzer kozalaklı ağaç.
    Aleppo pine: Halep çamı.
    ground pine: yer çamı.
    Scotch pine:
    sarıçam
    (Pinus sylvestris).
    stone pine: fıstık çamı
    (Pinus pinea).
    wild pine: katran çamı
    (Pinus rigida).
  4. çam tahtası.
  5. (bkz: pineapple ).
  6. özlem, hasret, özlemden duyulan keder/ıstırap/hüzün.
  7. pine for: özlemek, özlem(ini)/hasret(ini) çekmek, gözünde tütmek. I pine for İstanbul: İstanbul gözümde tütüyor.
  8. pine away: (özlem/keder/üzünü vb. ile) sararıp solmak, bitkin bir hale gelmek, erimek, zayıflamak,
    yavaş yavaş güçten düşmek.
  9. keder/elem/üzüntü/vicdan azabı çekmek, pişman olmak, nedamet duymak, esef etmek.
dikenli çam
(Pinus aristata): GB ABD'de yetişen kozalakları dikenli çam türü. Noun
longleaf pine
kurtluca, meşecik
(ajuga chamaepitys). Noun

ground fir ile ayni anlama gelir. kurdayağı
(Lycopodium obscurum, L. complanatum). Noun
kaya-çamı
(Pinus Banksiana): K ABD ve Kanadada kayalık ve çıplak arazide yetişen çam. Noun
Virjinya çamı.

kauri = kaury ile ayni anlama gelir. Yeni Zelanda/kauri çamı
(Agathis australis): Yeni
Zelandada yetişen, kerestesi ve reçinesi kıymetli bir çam.
budaklı çam: süs için kullanılan çok budaklı çam tahtası.

loblolly ile ayni anlama gelir. (a) bataklık çamı
(Pinus Taeda): G ABD'de yetişen bir tür
çam, (b) bu çamın kerestesi.
direk çamı: K. Amerikada rastlanan iki tür çamdan biri: (a) bodur kıyı çamı
(Pinus contorta):
kalın kabuklu, sert odunlu bir ağaç; (b) uzun çam
(Pinus contortus latifolia, P. murrayana): ince kabuklu, yumuşak hafif keresteli ağaç.
uzun (yapraklı) çam
(Pinus palustris): kıymetli terebentin ve kereste kaynağı olan Amerika çamı. Noun, Botany
uzun çam kerestesi.
Georgia pine, pitch pine, longleaf, long-leaf, longleaved pine ile ayni anlama gelir. Noun
İsviçre çamı
(Pinus mugo mughus): süs ağacı olarak yetiştirilen dalları yaygın bodur bir çam. Noun
İsviçre çamı
(Pinus mugo mughus): süs ağacı olarak yetiştirilen dalları yaygın bodur bir çam. Noun
fındık çamı
(Pinus monophylla, P. edulis): Amerikada Kayalık dağlarda yetişen meyvesi yenir bir tür çam. Noun
Douglas fir.
sakız çamı, reçineli çam. Noun
çam.
vidalı çam
(Pandanus). Yaprakları helezoni biçimde dizili, meyvesi yenen tropik Asya ağacı. Noun
bodur çam.
bataklık çamı
(Pinus caribaea). GD ABD'de bataklık yerlerde yetişen sağlam keresteli bir çam. Noun
loblolly pine Noun
dilber çam ağacı.
fıstık çamı
(Pinus pinea). Noun
şeker çamı
(Pinus Lambertiana): Kaliforniyada yetişen kozalağı 50 cm. uzunluğunda yüksek çam.
bataklık çamı.
Virjinya çamı.
akçam
(Pinus Strobus): KD Amerikada yetişen, açık renkli yumuşak ve hafif kerestesi kıymetli bir ağaç. Noun, Botany
akçam kerestesi. Noun
sarıçam. Noun
haber peşinde olmak Verb
erimek Verb
yavaş yavaş güçten düşmek Verb
üzüntüden sararıp solmak Verb
çamlık kumsal.
pine cone: çam kozalağı.
pine grosbeak: çam ispinozu
(Pinicola enucleator).

pine knot: (a) çam budağı, (b) sert/katı şey/kimse.
pine mouse: çam faresi
(Microtus pinetorum).
pine needle: çam yaprağı, iğneyaprak.
pine tar: çam katranı.
çam kozalağı Noun, Botany
çam yeşili Adjective
çam balı Noun, Food-Kitchen
ağaç sansarı.
çamfıstığı Food-Kitchen
çam fıstığı Food-Kitchen
çam ispinozu
(Spinus pinus): K. Amerika ormanlarında yaşayan kuyruk ve kanatları sarı benekli kuş. Noun
çam ağacı Noun, Plant Species
çam fıstığı