plaintiff

  1. Noun, Law davacı
  2. Noun davacı, müddei, mahkemede dava açan kimse.
davalı yanında müdahil Noun, Law
davacı yanında müdahil Noun, Law
davacı olarak mahkeme huzuruna çıkmak Verb
mahkemeye davacı olarak çıkmak Verb
mahkemeye davacı vekili olarak çıkmak Verb
davacı avukatı olarak mahkeme huzuruna çıkmak Verb
mahkemede bizzat hazır bulunmak Verb
davacının davasını savunmak Verb
davacıyı çağırmak Verb
davacının çağrılması
ispat yükümlülüğünü davacıya yüklemek Verb
davalı avukat
davacı aleyhine karar vermek Verb
davacı lehinde karar vermek Verb, Law
davacı lehine karar vermek Verb, Law
davacının şikâyetinin yerinde olduğunu kabul etmek Verb
davacı lehine karar vermek Verb
davacı adına
davacı aleyhine konuşmak Verb
reşit olmayan davacı
bir davaya davacı olarak katılmak Verb
müşterek davacı
ortak davacı
davacı lehine verilen karar Noun, Law
davacı taraf olan ancak davada kendi menfaati olmayan taraf
davacının davasını reddetmek Verb
esas davacı
davacının mükellefiyetinde olmak Verb
davacıya terettüp etmek Verb
(ispat yükü) davacıda olmak Verb
gizli davacı, kimliği gizlenen davacı Noun, Law
davacı ile anlaşmak Verb
davacıyla bir anlaşmaya varmak Verb
davacı lehine karar
davacı ve karşı davalı Noun, Law
davacı ve davalı
davaya yeniden bakılması için temyize gönderen davacı
(US) davaya yeniden bakılması için temyize gönderen davacı
davacı avukatı
(Br) davacı avukatı
davacı vekili Noun, Law
davacı haklarının beyanı
bir davada davacı lehine hüküm vermek Verb
bir davada davacı lehine karar vermek Verb, Law
İspat külfeti davacınındır. Law