possession

  1. Noun, Civil Law zilyetlik
  2. Noun iyelik, malik/sahip olma.
    The possession of a degree does not guarantee you a job: Diplomaya sahip
    olmak iş bulmanızı garanti etmez.
    vacant possession: boş teslim (ev).
  3. Noun mülkiyet, sahiplik, tasarruf, zilyetlik.
  4. Noun (milletin/devletin) toprak mülkiyeti.
  5. Noun sömürge, müstemleke.
  6. Noun irade (kuvveti), (iradesine/nefsine) hâkim olma.
  7. Noun kuruntu, sabit fikir.
  8. Noun, Sports topu elinde tutma, topa hâkim olma.
kendine tamamıyla hâkim olmak Verb
aklı başında olmak Verb
bir şeyin zilyedi olmak Verb
bir şeye sahip olmak Verb
.: elinde, üstünde, yedinde.
Stolen goods found in his possession .
evrakları kendi saklamak Verb
yeniden ikametgâhına dönmek Verb
zilyetlik yoluyla kazanım Noun, Law
zilyetlik yoluyla kazanma Noun, Law
zilyetlik davası Noun
vasıtasız zilyetlik
eşya üzerinde fiili tasarruf
(kanunun öngördüğü süre sonunda mülkiyet hakkının belirmesine yol açar
iktisabi zilyetlik
emlak veya mal üzerinde kanuni olmayan zilyetlik veya tasarruf
fiili işgal
uzun zaman devam eden intifa suretiyle bir hak kesp etmek Verb
topa sahip olma Noun, Sports
hemen taşınılabilecek şekilde kiraya verilmek Verb
hemen taşınmak üzere kiraya vermek Verb
hemen taşınmaya hazır olarak kiraya verilmek Verb
mülkiyet sertifikası Noun
bir kimsenin sahibi olduğu menkul mal
bir kişinin sahip olduğu mal-mülk ile ilgili hukuki terim
bir kimsenin fiilen zilyedi olduğu menkul eşya
sömürge mal ve mülkü
sahibi olmak Verb
ortak hisseli
dolayısıyla zilyetlik
zilyetlik hakkının ispata dayandığı halin aksine kanun gereği zilyetlik hakkı
çekişme konusu mülkiyet
sürekli zilyetlik
devamlı zilyetlik
şahsi mal
doğrudan doğruya zilyetlik
fiili zilyetlik
mülkiyetini vermek Verb
mülkiyeti devretme
feri zilyetlik
dolaysız zilyetlik
zilyetliğin ihlali
şimdiki kullanma olanağını veren yararlanma hakkı
tekelinde olma
tekel inde olma
münhasır zilyedlik Noun, Law
haksız zilyetlik
kanuna aykırı mal varlığı
tam mülkiyet
temellük etmek Verb
sahip olmak Verb
vermek, teslim etmek, istimlâk ettirmek.
kanuna aykırı zilyetlik
kanunsuz zilyetlik
hemen teslim satılık ev
hemen teslim satılık ev
(a) elinde, tasarrufunda, elde etmiş, (b) malik, sahip, hâkim.
be in possession of: -e sahip/malik
olmak.
be in the possession os someone: (bir şey) birinin elinde/tasarrufunda olmak.
a person who is in possession of his faculties and a clear mind: aklî melekelerine tamamen hâkim/aklı başında/kafası işleyen bir kimse.
patent veya telif gibi maddi olmayan haklar üzerindeki tasarruf hakkı
dolaylı zilyetlik
bir mülkiyete müdahale
ortak sahiplik
ortak zilyetlik
kanuni zilyetlik
kanuni mülkiyet
(kiracı) çıkmamak Verb
fiili zilyetlik
en kıymetli şey Noun
en değerli eşya Noun
taşınır
çıplak (üzerinde iddia edilen bir hakkın bulunmadığı) zilyetlik
çıplak zilyet
çıplak mülkiyet
fiili zilyetlik
aleni istidlal edilen
malikinin haberdar olduğu çıkarsanabilecek zilyetlik
(Br) haciz kararı almak Verb
(Br) tahliye kararı
mülkü elinden çıkarmak Verb
birinin mülkiyetine geçmek Verb
barışla ele geçirmek Verb
dolaysız zilyet
üzerinde veya yedinde bulundurma
fiili zilyetlik
her an geri talep edilebilecek mülk
asli zilyetlik
malik sıfatıyla zilyetlik
tasarrufuna vermek Verb
birine malını iade etmek Verb
mülkiyetini elde etmek Verb
birine mülkünü iade etmek Verb
(Br) kiracının tasarrufunda kalmak Verb
zilyetliği terk etmek Verb
bir mülkü geri vermek Verb
boş teslim ev kiralamak Verb
bir mülkiyetin sahibine iadesi Noun
bir mülkiyeti sahibine iade etmek Verb
yeniden ele geçirme
zilyedlik hakkı
iki ya da daha çok talibi olan bir arsanın durumu
zilyedine geçirmek Verb
fiili zilyedi olmak Verb
fiili zilyet olmak Verb
(Br) tahliye davası açmak Verb
mülkiyetten vazgeçme
zilyetliği terk etmek Verb
mülkiyeti terketmek Verb
tahliye kararını durdurmak Verb
kullanmak, sahip çıkmak.
temellük etme
zilyetlik süresi
uzun zaman devam eden intifa suretiyle elde edilen mülkiyet hakkı
fiilen zilyetliğin deviri
fiilen zilyetliğin devri
mülkiyeti devretmek Verb
ortak mülkiyet
derhal ya da saptanacak bir tarihte kullanılabilir şekilde boş tutulması
(ilan) satılık bir evin
(ilan) satılık bir evin , derhal ya da saptanacak bir tarihte kullanılabili
boş teslim (ev
kıymetli mülk
hemen tasarruf hakkı vermek Verb
hemen şimdi tasarruf edilebilecek bir hak
kişinin kişisel kullanımı altındaki eşya
(ev) iskâna müsait
boş durumda olması
satılık bir evin derhal kullanılabilir
mülkiyet müzekkeresi
kötü niyetli zilyetlik Noun, Law
fiili zilyedlik
iyi niyetli zilyetlik
hukuki zilyedlik
hukuki zilyetlik
(veya
Brit.:
nine points)
of the law: Zilyetlik mülkiyet hakkının en büyük delilidir.
(Br) haciz konmuş malların emanet harcı
tehlikeli madde bulundurma Noun, Law
(Br) icra ile satış emri
büyük bir servet sahibi olmak Verb
büyük bir servet sahibi olmak Verb
teminatı olmak Verb
bir şeye sahip olmak Verb
...'in zilyetliğinde olmak Verb, Law
...'in elinde olmak Verb, Law
bir aileye sahip olmak Verb
ileride yer alması olası iddia ve müdahaleleri bertaraf etmek için bir ayni hakkın tespiti amacıyla mahkemeye yapılan başvuru
bir servete konmak Verb
...'in eline geçmek Verb
birinin mülkiyet durumuna itiraz etmek Verb
almak, zaptetmek, maletmek, mülkiyetine geçirmek.
The army took the possession of enemy's fort.

remain in possession of the field: muharebe meydanına hâkim olmak.
bir mirasa konmak Verb
bir şeyi ele geçirmek Verb
bir şeye sahip olmak Verb
bir şeyi ele geçirmek Verb
ruhsatsız silah taşıma
izinsiz silah taşıma
.: elinde, üstünde, yedinde.
Stolen goods found in his possession .
alanı birine terk etmek Verb
'nın mülkiyetine geçmek Verb
temlik etmek Verb
birine miras bırakmak Verb
bir mülkiyet hakkını geri almak Verb
bir şeyi yeniden ele geçirmek Verb
alana hâkim olmak Verb
bir şeyi yeniden ele geçirmek Verb
kendine hâkim olma
teslim almak Verb
almak, zaptetmek, maletmek, mülkiyetine geçirmek.
The army took the possession of enemy's fort.

remain in possession of the field: muharebe meydanına hâkim olmak.
kabzayi tasarrufa almak Verb
bir şeyi ele geçirmek Verb
temellük etmek Verb
sahiplenmek Verb
...'e vaziyet etmek Verb
bir mirasa konmak Verb
bir eve geçmek Verb
ruhsatsız silah taşıma
izinsiz silah taşıma
birine bir mülkün mülkiyet ve zilyetlik hakkını devretmek Verb