precarious

English-Turkish Translation

  1. Adjective kararsız, istikrarsız.
  2. Adjective bağımlı, başkalarının iradesine/keyfine bağlı.
  3. Adjective tehlikeye maruz, riskli, rizikolu, tehlikeli, nazik.
  4. Adjective şüpheli, esassız, asılsız, temelsiz, güvenilemez.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

precarious balance
hassas denge Noun
precarious circumstances
endişe verici durumlar Noun
precarious finances
nazik mali durum Noun
precarious life
tehlikeli hayat
precarious livelihood
güven altında olmayan geçim
precarious loan
her an geri istenebilir borç
precarious loan
vade tayin olunmayıp
precarious loan
alacaklıların istediğinde ödenecek borç
precarious popularity
istikrarsız şöhret
precarious possession
her an geri talep edilebilecek mülk
precarious privileges
sağlam olmayan ayrıcalıklar Noun
precarious right
iade talebinde bulunma hakkı
precarious state of health
nazik sağlık durumu
make a precarious living
riskli hayat sürmek Verb
make a precarious living
güvensiz bir yaşamı olmak Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database