prepared

English-Turkish Translation

  1. Adjective hazır, âmade.
  2. Adjective önceden hazırlanmış.
    The chairman read out a prepared statement.
  3. Adjective istekli, niyetli.
    I'm not prepared to listen to all your weak excuses.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

Manufacture of prepared animal feeds (NACE code: C10.9)
Hazır hayvan yemleri imalatı (NACE kodu: 10.9) Noun, Trades-Professions
Manufacture of prepared feeds for farm animals (NACE code: C10.9.1)
Çiftlik hayvanları için hazır yem imalatı (NACE kodu: 10.91) Noun, Trades-Professions
Manufacture of prepared meals and dishes (NACE code: C10.8.5)
Hazır yemeklerin imalatı (NACE kodu: 10.85) Noun, Trades-Professions
Manufacture of prepared pet foods (NACE code: C10.9.2)
Ev hayvanları için hazır gıda imalatı (NACE kodu: 10.92) Noun, Trades-Professions
unprepared
hazırlıksız Adjective
be prepared
hazırlıklı olmak Verb
ill- prepared
hazırlıklı olmama
prepared expenses
önceden ödenmiş giderler Noun
prepared food stuffs
hazır yemek
prepared for
amade
Prepared for publication by:
Yayına hazırlayan:
prepared for war
savaşa hazır
prepared or filled with ground meat
kıymalı
prepared to deliver
teslime hazır
prepared to take a risk
riske girmeye hazır olmak Verb
prepared to take a risk
riske girmeye hazır
(dish) prepared in a minute
alaminüt
(dish) prepared to order
alaminüt yemek
(dish) prepared with mushrooms
mantarlı
a dish prepared with eggplant
imambayıldı
a sweet prepared in many varieties with sesame oil
helva
be prepared for all contingencies
her türlü riske hazırlıklı olmak Verb
be prepared for anything
her şeye hazır olmak Verb
be prepared for the worst
en kötü ihtimale hazırlıklı olmak Verb
be prepared to
bir şey yapmaya hazır olmak Verb
be prepared to
hazırlıklı olmak Verb
be prepared to be coolly received
soğuk karşılanmaya hazırlıklı bulunmak Verb
be prepared to do sth
bir şey yapmaya hazır olmak Verb
be prepared to supply goods
mal tedarik etmeye hazır olmak Verb
be prepared to take a risk
tehlikeyi göze almak Verb
be prepared to take a risk
riske girmeye hazır olmak Verb
be prepared to take risk
riske girmeye hazır olmak Verb
buy prepared food
hazır pişmiş yemek satın almak Verb
nicely prepared meal
güzel hazırlanmış yemek
well prepared dish
iyi yapılmış yemek
English-Turkish phrases from Zargan's own database