railroad

  1. demiryolu (ile taşımak/göndermek/sevketmek).
  2. demiryolu idaresi/şirketi.
  3. ivedilikle (meclisten) geçirmek.
    To railroad a bill through Congress.
  4. yeter delil olmadan alelacele muhakeme ile bir kimseyi haksız yere mahkûm etmek/hapse atmak.
  5. demiryollarında çalışmak.
(US) demiryolu inşa etmek Verb
kablolu demiryolu: vagonları çelik halatla çekilen demiryolu.
üstkat demiryolu: yol üstünde uzayan köprü üzerine yapılmış demiryolu.
bir demiryolunu finanse etmek Verb
dar demiryolu, dekovil.
demiryolu inşa etmek Verb
Sibiryayı baştanbaşa kateden demiryolu. Noun
ABD'de kölelik yasak edilmeden (1861) önce köleleri Kanadaya ve diğer serbest ülkelere kaçıran yardımlaşma sistemi. Noun
(US) demiryolu hisse senetleri Noun
(US) bir kanun tasarısını ivedilikle kongreden geçirmek Verb
bir ülkeye demiryolu döşemek Verb
tren kazası
tren konşimentosu Noun
(US) demiryolu sevkıyatında kullanılan konşimento
demiryolu tahvilleri Noun
tren köprüsü
demiryolu işçileri sendikası Noun
tren vagonu
demiryolu taşıyıcısı
tren yük tarifesi
demiryolu şirketi
demiryolu üstgeçidi
demiryolu teknisyeni
demiryolu üst düzey yöneticisi
tren bilet ücreti
koridorsuz (bir odadan ötekine geçilen) kat/apartman dairesi. Noun
tren taşıma ücreti
demiryolu yükü
yük vagonu
demiryolu navlun ücreti
demiryolu navlun ücret tarifesi
(US) demiryolu yük taşımacılığı
vagon sanayii
demiryolu sanayii Noun
tren kavşağı
tren hattı
(US) tren hattı
demiryolu şebekesi
demiryolu şebekesi
demiryolu yolcu vagonu
tren ücret tarifesi
tren güzergâhı
birini duruşmasız deliğe tıkmak Verb
tren servisi
(US) demiryolları hisse senedi
demiryolu hisseleri Noun
tren tutması
tren çarpışması
tren istasyonu
demiryolu istasyonu
demiryolu hisseleri Noun
demiryolu işçileri grevi
tren bileti
tren peronu
demiryolu işçisi
yerçekimsel tren: yerçekimi kuvvetinden yararlanarak işleyen tren.
(US) Br fabrika demiryolu
(US) Br yeraltı demiryolu
  1. R, r