read

  1. Verb okumak, kıraat etmek.
    to read a book. to read a story to one's children.
  2. Verb anlamak.
    I can read French. but I can't speak it. to read a map. to read music.
  3. Verb yorumlamak, tefsir etmek.
    A rule that reads two different ways.
  4. Verb mana/anlam/sonuç çıkarmak, manalandırmak, mana vermek.
    to read the dark and cloudy sky.
  5. Verb önceden görmek/haber vermek, fala bakmak, kehanette bulunmak, gaipten haber vermek.
    To read a person's
    fortune in tea leaves.
  6. Verb keşfetmek, dış görünüşe bakarak anlamak.
    to read a person's thoughts.
  7. Verb sezmek, istidlâl etmek.
    He read sarcasm in her letter.
  8. Verb (ölçü aleti vb.) göstermek, kaydetmek.
    Thermometer reads 36°C in the shadow.
  9. Verb (metinde) yazılı olmak.
    This line reads differently in the first edition.
  10. Verb tahsil etmek, öğrenmek, okumak.
    to read law: hukuk tahsil etmek.
    He is reading French at the
    university: Üniversitede Fransızca öğreniyor/tahsil ediyor.
  11. Verb (azarlayarak/ihtar ederek) ders vermek.
  12. Verb (rüya) yorumlamak, tabir/tefsir etmek.
  13. Verb (okuyup) öğrenmek, bellemek.
  14. Verb, Information Technology (a) (delikli kart vb.'den) verileri almak, (b) (verileri/sonuçları) göstermek.
  15. Verb anlamına gelmek, anlaşılmak, yorumlanabilmek.
    a rule tha reads two different ways.
  16. Noun okuma.
    Can I have a read of your paper? Gazetenizi okuyabilir miyim?
  17. Noun okuma ile geçen zaman.
  18. Noun okunacak şey.
    It's not great litterature but it's very good read.
  19. Adjective okumuş, bilgili, tahsilli, okuyarak bilgi edinmiş.
    a well-read person.
sınava çalışmak Verb
birinin el falına bakmak Verb
sökmek Verb
okumak Verb
okumak Verb
okunulmak Verb
iyi okunmak Verb
çok okunur olmak Verb
çok okumuş
silici okuma Information Technology
dudaktan okumak Verb
konuşulanı konuşanın dudaklarını gözleyerek anlamak Verb
okunacak kitapların listesini yapmak Verb
yazılı müziği ilk bakışta okumak Verb
(protokol) okumaktan vazgeçmek Verb
olduğu gibi kabul etmek, söyleneni/beyan edileni doğru saymak, fazla araştırmaya gerek duymadan beyan
edilenle yetinmek.
We can take his ability as read, but is his character suitable for this job?
tutanağı okunmuş saymak Verb
yaşını göstermeyen
okumuş
bir kitabı yazıldığı dilde okumak Verb
bir kitabı baştan sona okumak Verb
ders takriri vermek Verb
konferans vermek Verb
bir konferansı okumak Verb
bir konu hakkında ders takriri vermek Verb
bir mektubu yüksek sesle okumak Verb
bir bildiri okumak Verb
bir toplantıya rapor okumak Verb
bir toplantıya rapor okumak Verb
bir bilmeceyi bilmek Verb
bir daha okumak Verb
kabul ettim ve imzaladım
yüksek sesle okumak Verb
bir önceki toplantının tutanaklarını okuyup teyit etmek Verb
bir önceki toplantının tutanaklarını okuyup teyit etmek Verb
gizli/kapalı anlamı sezmek/anlamak, sezmek, farkına varmak,
argo çakmak.
gizli anlamı keşfetmek/sezmek, ne kastedildiğini anlamak/sezmek, dilinin altındakini keşfetmek.
If
you read between lines, this letter is really a request for money.
gizli anlamı çıkarmak Verb
dikkatle okumak Verb
gizli anlamlar çıkarmak Verb
iki anlama da gelebilmek
el yazısı metinde başka türlü olmak Verb
akıcı şekilde okumak Verb
üniversite okumak Verb
hukuk okumak Verb
mecliste bir önergeyi ilk kez okumak Verb
gazetecilik okumak Verb
hatmetmek Verb
bilgisayara verileri aktarmak.
gazetede okumak Verb
tutanağı yüksek sesle okumak Verb
anlamını çıkarmak/sezmek, (belirtilen şekilde) anlam vermek, anlamına çekmek.
Don't read anything
into my decision not to run for office: Kararımdan seçime katılmayacağım anlamını çıkarma.
He read into the statement a deep insult: Beyanatta derin bir hakaret anlamı sezdi.
bir mektuptan anlam çıkarmak Verb
bir cümleden olmayan bir anlam çıkarmak Verb
hukuk okumak Verb
sülüğen
tercüme kokmak Verb
çağdaş modern dilleri öğrenmek Verb
çağdaş dilleri öğrenmek Verb
en çok okunan
(yüksek sesle veya kendi kendine) bir şeyi iyice okumak Verb
bir şeyi iyice okumak Verb
okurken uyuyakalmak.
read someone to sleep: kitap okuyup uyutmak.
salt okunur Information Technology
Salt Okunur Bellek Information Technology
(a) (siyasî partiden vb.) ihraç etmek, üyeliğine son verildiğini ilân etmek, (b) (bilgisayardan) bilgi
almak, (c) yüksek sesle okumak.
He read out his answer to the class. Could you just read out this next paragraph?
bir vasiyetnameyi yüksek sesle okumak Verb
vasiyetnameyi açıp okumak Verb
bir vasiyetnameyi açıp okumak Verb
parti liderleri tarafından istenmeyen kişi ilan edilmek
gündemi okumak Verb
baştan- başa/tekrar okumak.
metini yeniden okuyup düzeltmek Verb
bir metni yeniden okuyup düzeltmek Verb
bir kopyayı esas metinle karşılaştırmak için okumak Verb
dizgi düzeltmek Verb
metin provalarını okumak Verb
birinin falına bakmak Verb
birinin düşüncesini okumak Verb
birinin düşüncelerini okumak Verb
steno notlarını okumak Verb
sükutu ikrar saymak Verb
içinden okumak Verb
uzun uzadıya öğüt vermek.
birine ders öğretmek Verb
birinin dersini yoklamak Verb
birinin ciğerini okumak Verb
birini partiden çıkarmak Verb
birşeyi sonuna kadar okumak Verb
sesli okumak Verb
bir şeyi rıza gösterilmiş olarak yorumlamak Verb
bilançoyu okumak Verb
bilanço yu okumak Verb
gaz sayacını okumak Verb
sayacı okumak Verb
tutanağı okumak Verb
bir toplantının zabıt ptılarını okumak Verb
gazeteleri gözden geçirmek Verb
gazeteleri gözden geçirmek Verb
prova okumak Verb
provaları okumak Verb
azarlamak, paylamak, tekdir etmek; gürültünün kesilmesini emretmek; suçlamak, itham etmek.
suyun seyrüsefere elverişliliğini araştırmak, sudaki sığ, kayalık, şiddetli akıntı ve düşü yerlerini incelemek.
baştan savma okumak Verb
bir sözleşmeyi baştan sona iyice okumak Verb
bir sözleşmeyi baştan sona okumak Verb
sözleşmeyi baştan sona okumak Verb
trafik işaretlerinden anlam çıkarmak Verb

= read up on: okuyup öğrenmek, incelemek, derin bilgi edinmek, tetebbu etmek.
I'll have to
read up on this particular case.
iki okumak Verb
yanıtını hemen bilmek
(önerge) parlamentoda ilk kez okunmak Verb
Aklından geçenleri biliyorum.
bir şeyi başka sözlerle ifade etmek Verb
en çok okunan kitap
bir bilimsel toplantıda okunan araştırma
(a) sonunun/akibetinin yaklaştığını görmek, (b) gerçeği olduğu gibi görmek, apaçık hakikati görmek/anlamak.
en çok okunan gazete
metinde farklılık olması
çok okunan gazete