Available on App Store
Get it on Google Play
TR
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
ruffle
Cozy
English-Turkish
Terms/Phrases
English-Turkish Translation
Verb
buruş(tur)mak, kırış(tır)mak, hafif dalgalan(dır)mak.
The breeze ruffled the lake.
Verb
(tüylerini) kabartmak.
The hen ruffled her feathers at the sight of the dog.
(saçlarını) okşayarak
karıştırmak.
… hugging him, kissing him, ruffling his hair.
Verb
kızdırmak, rahatsız etmek, canını sıkmak, taciz etmek.
Nothing ever ruffles him
: Hiçbir şeyden
kılı kıpırdamaz.
Don't get so ruffled
: Ne kızıyorsun, aldırma, boş ver.
Verb
(kitap sayfalarını) karıştırmak, hızla çevirmek.
He ruffled the pages of the dictionary.
Verb
(iskambil kâğıtlarını) hızla karıştırmak.
Verb
(kumaşın kenarını) büzmek, kırma/büzgü yapmak.
Verb
(devamlı) davul/trampet çalmak.
Noun
buruşma, kırışma, hafif dalgala(lanma), buruşukluk, kırışıklık.
ruffle on the surface of the water.
Noun
kırma, fırfır, farbala.
Noun
kızdırma, canını sıkma, rahatsız/taciz etme.
Noun
üzüntü, sıkıntı, meşakkat.
Life without ruffle
.
Noun
devamlı davul/trampet sesi.
to beat a ruffle
: davul/trampet çalmak.
Noun
gürültü, patırtı, velvele.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition
Indirim kodları, kupon ve kampanyalar için Jarrt
English Turkish Phrases
dust ruffle
karyola etekliği, karyola yanında yere kadar sarkan kırmalı kenarlık.
Noun
ruffle a book
bir kitabın sayfalarını çabuk çabuk çevirmek
Verb
ruffle paper
bir kâğıdı buruşturmak
Verb
without ruffle or excitement
fazla telaşsız
English-Turkish phrases from Zargan's own database
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.