alışverişini şehirde yapmak
Verb
rekabetin değerlendirilmesi amacıyla rakip dükkânlardan alışveriş yapma
biraz alışveriş yapmak
Verb
gümrüksüz alışveriş
Aviation Industry
elektronik alışveriş
Noun, Advertising
yetkili merci arayışı
Noun, Competition Law
bakkaldan alışveriş yapmaya gitmek
Verb
vitrinlere bakmaya çıkmak
Verb
vitrinlere bakmaya çıkmak
Verb
interaktif alışveriş
Noun, Advertising
işine gelen hakimi seçme
Noun, Law
gizli alışveriş (mağazalardaki perakende satış koşullarının sıradan tüketiciler rolündeki kişiler tarafından incelenmesi
çok miktarda alışveriş yapma
alışverişte banka kartı uygulaması
satın alma niyeti ya da eğilimi olmadan mağazaları dolaşma
alışveriş yapılan üstü kapalı çarşı
büyük çarşı, alışveriş merkezi.
alışveriş merkezi
Noun, Commerce
(Br) US alışveriş merkezi
perakende alışveriş malları
Noun
fiyatı başka yerlerdeki fiyatlarla karşılaştırıldıktan sonra satın alınan mallar
Noun
alışveriş merkezi
Noun, Commerce
arabalara kapalı çarşı yeri
alışveriş merkezi (AVM)
Noun, Commerce
eldeki bütün parayı alışverişe yatırma
dükkânların bulunduğu cadde
yapılacak alışverişleri olmak
Verb
planlanmış alışveriş merkezleri (genellikle perakendecilerin büyük bir binayı ya da aralarında geçitler
bulunan binaları paylaşmaları
Noun