shopping

  1. Noun alışveriş (yapma), çarşıya çıkma.
  2. Noun mal.
    Paris has good shopping.
  3. Noun satın alınan eşya/mal.
    The car trunk was full of shopping.
alışverişini şehirde yapmak Verb
Noel alışverişi
rekabetin değerlendirilmesi amacıyla rakip dükkânlardan alışveriş yapma
kredi alışveriş
günlük alışveriş
biraz alışveriş yapmak Verb
gümrüksüz alışveriş Aviation Industry
elektronik alışveriş Noun, Advertising
yetkili merci arayışı Noun, Competition Law
bakkaldan alışveriş yapmaya gitmek Verb
alışverişe çıkmak Verb
çarşıya çıkmak Verb
alışverişe çıkmak Verb
vitrinlere bakmaya çıkmak Verb
vitrinlere bakmaya çıkmak Verb
bakkaliye alışverişi
interaktif alışveriş Noun, Advertising
işine gelen hakimi seçme Noun, Law
büyük miktarda alışveriş
gizli alışveriş (mağazalardaki perakende satış koşullarının sıradan tüketiciler rolündeki kişiler tarafından incelenmesi
süpermarket
ilkbahar alışverişi
çok miktarda alışveriş yapma
alışverişte banka kartı uygulaması
satın alma niyeti ya da eğilimi olmadan mağazaları dolaşma
alışveriş yapılan üstü kapalı çarşı
alışveriş bölgesi
alışveriş çantası Noun
alışveriş sepeti
alışveriş çantası Noun
alışveriş arabası Noun
büyük çarşı, alışveriş merkezi.
alışveriş merkezi Noun, Commerce
(Br) US alışveriş merkezi
alışveriş çeki
alışveriş günü
çarşı.
alışveriş olanağı
perakende alışveriş malları Noun
fiyatı başka yerlerdeki fiyatlarla karşılaştırıldıktan sonra satın alınan mallar Noun
alışveriş rehberi
alışveriş saatleri Noun
alışveriş listesi.
alışveriş merkezi Noun, Commerce
arabalara kapalı çarşı yeri
alışveriş merkezi (AVM) Noun, Commerce
alışveriş semti
eldeki bütün parayı alışverişe yatırma
dükkânların bulunduğu cadde
merkez alışveriş semti
yapılacak alışverişleri olmak Verb
planlanmış alışveriş merkezleri (genellikle perakendecilerin büyük bir binayı ya da aralarında geçitler
bulunan binaları paylaşmaları
Noun