socket

  1. Noun (içine bir şey sokulan) yuva, delik, oyuk.
  2. Noun, Electronics (a) duy.
    light socket: lamba duyu. (b)
    wall socket
    dd: priz, duvar prizi.
  3. Noun, Anatomy çukur, boşluk, oyuk.
    the socket of the eye: göz çukuru. (b) eklem çukuru.
    the socket of the hip.
bilyalı mafsal
sustalı duy/soket.
koşum yuvası Noun
iyileşmeyen diş yuvası: diş çekildikten sonra kanı pıhtılaşmayan ve ağrı yapan diş yuvası. Noun
göz çukuru/yuvası. Noun
priz Information Technology
boru anahtarı (lokma anahtarı , somun anahtarı)
duvar prizi. Noun
soket başlı vida Noun, Machines
yuvalı anahtar.
lokma anahtar
dirsekli boru anahtarı
lokma anahtar
bujon anahtarı