struggle

English-Turkish Translation

  1. çabalama(k), uğraşma(k), mücadele etme(k), didişme(k), can havliyle/canını dişine takarak çabalama(k).

    struggle along: güçlükle ilerlemek.
    struggle hard to succeed: başarmak için var gücünü harcamak.
    struggle in/out/through: bocalama(k), bata çıka ilerlemek, uğraşa uğraşa güçlükleri yenmek.
    struggle on: binbir güçlükle (savaşa vb.) devam etmek.
    Some struggled on, but those who couldn't were left for dead.
    struggle to one's feet: güçlükle ayağa kalkabilmek.
  2. mücadele, kavga, savaş, çaba, uğraş.
    life and death struggle: ölüm kalım savaşı.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

struggle and kick about while lying on one's back
debelenmek Verb
armed struggle
silahlı mücadele Noun, Politics-Intl. Relations
business struggle
iş mücadelesi
class struggle
sınıf kavgası: savaş haline dönüşmüş sınıf çatışması. Noun
class struggle
sınıf mücadelesi: Marksist düşünceye göre kapitalistlerle işçiler arasında politik ve ekonomik güç kazanmak
için sürdürülen mücadele.
Noun
class struggle
sınıf mücadelesi Noun, Sociology
communist class struggle
sınıf mücadelesi
competitive struggle
rekabet mücadelesi
dingdong struggle
karşılıklı darbelerle cebelleşme
doctrine of class struggle
sınıf mücadelesi doktrini
domestic struggle
iç politika mücadelesi
economic struggle
ekonomik mücadele
give up the unequal struggle
eşit olmayan mücadeleyi bırakmak Verb
inner struggle
nefis fsi mücadelesi
legal struggle
hukuk mücadelesi Noun, Law
legal struggle
hukuki mücadele Noun, Law
life- and-death struggle
ölüm kalım savaşı
mortal struggle
ölüm kalım savaşı
political struggle
siyasi mücadele Noun, Politics-Intl. Relations
political struggle
siyasal mücadele Noun, Politics-Intl. Relations
political struggle
politik mücadele Noun, Politics-Intl. Relations
power struggle
iktidar kavgası Noun, Politics-Intl. Relations
power struggle
iktidar mücadelesi Noun, Politics-Intl. Relations
unhill struggle
sıkı mücadele
struggle against
pençeleşmek Verb
struggle against difficulties
güçlüklere karşı savaş
struggle against something
birşeye karşı mücadele vermek Verb
struggle against something
birşeye karşı mücadele etmek Verb
struggle against something
birşeyle mücadele etmek Verb
struggle along
mücadeleyi sürdürmek Verb
struggle along
zorluklara rağmen mücadeleye devam etmek Verb
struggle along
mücadele etmeye devam etmek Verb
struggle along on a pension
sadece emekli aylığı ile geçinmeye çalışmak Verb
struggle desperately
debelenmek Verb
struggle for existence
yaşam savaşı, varlık mücadelesi.
struggle for influence
nüfuz sahibi olmak için mücadele etmek Verb
struggle for life
yaşam savaşı
struggle for life
hayatta kalmak için mücadele etmek Verb
struggle for life
yaşam savaşı vermek Verb
struggle for life
hayatta kalmaya çalışmak Verb
struggle for life
hayatta kalma mücadelesi vermek Verb
struggle for life
hayat mücadelesi
struggle for poverty
yoksullukla mücadele
struggle for power
iktidarı ele geçirmek için mücadele etmek Verb
struggle for power
iktidar için mücadele etmek Verb
struggle for power
iktidar mücadelesi vermek Verb
struggle for power
iktidar mücadelesi
struggle for something
birşey için uğraşmak Verb
struggle for something
birşey için çabalamak Verb
struggle for something
birşey için gayret göstermek Verb
struggle for something
birşey için çalışmak Verb
struggle for something
birşey için mücadele etmek Verb
struggle for something
birşey uğruna mücadele etmek Verb
struggle for survival
hayatta kalma mücadelesi vermek Verb
struggle for survival
hayatta kalmak için mücadele etmek Verb
struggle for survival
hayatta kalmaya çalışmak Verb
struggle for survival
yaşam savaşı vermek Verb
struggle hard
pala sallamak Verb
struggle on
mücadeleyi sürdürmek Verb
struggle on
mücadele etmeye devam etmek Verb
struggle on
zorluklara rağmen mücadeleye devam etmek Verb
struggle to
nefsini yenerek bir şeyi yapmak Verb
struggle to
hislerine kapılmayarak
struggle to get or maintain an administrative post
sandalye kavgası Noun
struggle to survive
yaşam savaşı
struggle with poverty
yoksullukla mücadele
begin to fight or struggle fiercely
kızışmak Verb
see a struggle through
bir mücadeleyi sonuna kadar götürmek Verb
the struggle to learn a living
ekmek kavgası Noun
the struggle to make a living
geçim derdi
English-Turkish phrases from Zargan's own database