swoop

  1. (havadan aşağıya doğru av üzerine vb.) hızla atılmak/saldırmak, pike yapmak.
    a hawk swooped down from
    the sky. Air Force planes swooped low over the target.
  2. hamle, saldırış, atılış, çullanma.
yıldırım gibi, birdenbire, ânî olarak.
Influenza came down upon me at one fell swoop .
bir hamlede, bir çırpıda.
bir hamlede, bir çırpıda.
All our problems solved in one fell swoop: Sorunlarımız bir çırpıda çözülüverdi.
polis baskını
düşmana çullanmak Verb
üstüne çullanmak/atılmak.
to swoop down on an enemy: düşmanın üstüne atılmak.
kapmak, kapıp kaçmak.