tall

  1. Adjective uzun, yüksek.
    tall grass. a tall building.
  2. Adjective boyunda.
    a man of 1.80 m tall: 1.80 m. boyunda bir adam.
  3. Adjective abartmalı, mübalâğalı.
    a tall tale.
  4. Adjective (a) uygun, münasip, (b) güzel, yakışıklı.
dimdik ayakta durmak Verb
gurur duymak Verb
ayakta durmak Verb
boyun eğmemek Verb
dik durmak Verb
başını dik tutmak Verb
üst perdeden atıp tutmak Verb
upuzun
minare gibi
başı dik dolaşmak Verb
fidan gibi
dağ gibi
acı marul Noun, Plant Species
eşek marulu Noun, Plant Species
tal yağı, talol, kâğıt hamuru yapılırken meydana gelen reçineli madde (sabun yapılır). Noun
yapılması istenilen güç bir iş
güç girişim
küstah bir talep
görev
abartılmış ya da inanılmaz öykü
inanılmayacak hikâye/masal.
yaşına göre uzun boylu