the fall

English-Turkish Translation

  1. Hz Adem ile Havva'nın günah işleyip cennetten kovulmaları.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

be on the fall
azalmak Verb
be on the fall
(fiyatlar) düşmek Verb
the fall gave him a nasty jar
düşmesi onu epeyce sarstı
the Fall of Man
Hz Adem ile Havva'nın günah işleyip cennetten kovulmaları.
be affected by the fall in prices
fiyatların düşmesinden etkilenmek Verb
lead to the fall of the government
hükümetin düşmesine yol açmak Verb
result in the fall of the government
hükümetin düşmesiyle sonuçlanmak Verb
fall by the ears
çekişmek, kavga etmek.
fall by the wayside
başarısızlığa uğrayarak terketmek, elenmek.
fall down in the job
işi başaramamak Verb
fall foul of the law
kanunu çiğneyip ceza almak Verb
fall foul of the law
yasalara karşı gelip cezalandırılmak Verb
fall in the bank rate
banka iskonto haddinde düşüş
fall in the birth rate
doğum oranında düşüş
fall in the economy
ekonomide düşüş
fall in the hands of a blackmailer
şantajcı eline düşmek Verb
fall in the rate of exchange
döviz kur unda düşme
fall in the rate of exchange
döviz kurunda düşme
fall in the rates of exchange
döviz kurunda düşme
fall into the hands of blackmailer
şantajcı eline düşmek Verb
fall into the hands of enemy
düşmannın eline düşmek Verb
fall into the hands of enemy
düşmanın eline düşmek Verb
fall into the hands of sb
biri tarafından yakalanmak Verb
fall into the hands of someone
birinin eline geçmek Verb
fall into the hands of someone
birinin eline düşmek Verb
fall into the notion
aklına esmek Verb
fall into the second rank
ikinci dereceye düşmek Verb
fall of the cabinet
kabinenin düşmesi Noun
fall of the currency
para değerinin düşüşü
fall of the dollar
doların değerini yitirmesi
fall of the government
hükümetin düşüşü
fall of the hammer
açık artırma ile yapılan satışlarda malın satıldığını bildiren çekiç darbeleri Noun
fall outside the province of science
bilim alanının dışında olmak Verb
fall registration at the school
(US) okula kış dönemi kaydı
fall short of the mark
amacına ulaşamamak Verb
fall through the cracks
unutulmak Verb, Idioms
fall through the cracks
atlanmak Verb, Idioms
fall through the cracks
dikkate alınmamak Verb, Idioms
fall through the cracks
gerekli ilgiyi görmemek Verb, Idioms
fall through the cracks
ihmal edilmek Verb, Idioms
fall through the cracks
gözden kaçmak Verb, Idioms
fall through the cracks
gürültüye gitmek Verb, Idioms
fall through the cracks
arada kaynamak Verb, Idioms
fall to the ground
(a) başarısızlığa uğramak, pes demek, vazgeçmek, sırtı yere gelmek, yere düşmek, (b) batıl olmak, suya düşmek.
fall under the cognizance of a court
bir mahkemenin yetkisi kapsamına girmek Verb
fall under the hammer
açık artırma ile satılmak Verb
fall under the heading
başlık altına gelmek Verb
fall upon the parish
belediye yardımına muhtaç olmak Verb
fall within the budget
bütçe dahilinde olmak Verb
fall within the competence of sb
birinin yetkisi dahilinde bulunmak Verb
fall within the scope of one's work
iş inin kapsamına girmek Verb
fall within the scope of one's work
işinin kapsamına girmek Verb
manipulate the dice so that they fall as one wants them to
zar tutmak Verb
put the market into a free fall
borsa fiyatlarının düşmesine bırakmak Verb
The apple doesn't fall far from the tree.
Armut dibine düşer.
English-Turkish phrases from Zargan's own database