tutma

Turkish-English Translation

  1. catch
  2. maintenance
  3. arrest
  4. capture
  5. hold
  6. charter
  7. invasion
  8. grasp
  9. handling
  10. Noun engagement
  11. bite
  12. bond
  13. detention
  14. Noun retention
  15. repression
  16. taking
  17. tackle
  18. suppression
  19. holding
  20. occupancy
  21. adhesion
  22. take
  23. keeping
  24. hiring
  25. sticking
  26. delaying
  27. patronizing
  28. withholding
  29. clinging
  30. gripe
  31. handgrip
  32. clutching
  33. upholding
  34. seizing
  35. retarding
  36. retaining
  37. sustentation
  38. hire
  39. retentiveness
  40. support
  41. renting
  42. possession grasp
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

defter tutma
book-keeping Noun, Accounting
Form tutma salonları ile vücut geliştirme salonları (NACE kodu: 93.13)
Fitness facilities (NACE code: R93.1.3) Noun, Trades-Professions
Muhasebe, defter tutma ve denetim faaliyetleri; vergi danışmanlığı (NACE kodu: 69.2)
Accounting, bookkeeping and auditing activities; tax consultancy (NACE code: M69.2) Noun, Trades-Professions
Muhasebe, defter tutma ve denetim faaliyetleri; vergi danışmanlığı (NACE kodu: 69.20)
Accounting, bookkeeping and auditing activities; tax consultancy (NACE code: M69.2.0) Noun, Trades-Professions
(aşı) tutma
take
(bir kiracıyı) maddi hasar yüzünden sorumlu tutma
impeachment of waste
akılda tutma
memory retention
Amerikan usulü muhasebe defteri tutma
tabular bookkeping
askerlikten muaf tutma
discharge from draft
avukat tutma
employment of a solicitor
aynı anda çok sayıdaki programı işleme tabi tutma
multitasking
balık tutma
fishing
baskı altında tutma
repression
bir yeminden muaf tutma
release from an oath
bir yükümlülükten muaf tutma
release from an obligation
bombardımana tutma
saturation Noun
çetele ile hesap tutma
tally
cetvelli defter tutma
tabular bookkeeping
çift girişli (taraflı) defter tutma
double entry bookkeeping
çift girişli defter tutma
accounting by double entry
çift girişli defter tutma
double-entry bookkeeping
çift girişli defter tutma
duplicate bookkeeping
çift taraflı defter tutma
double-entry bookkeeping
çift taraflı defter tutma
bookkeeping by double entry
çift taraflı defter tutma
double account system
çift taraflı defter tutma
double entry bookkeeping
çift taraflı defter tutma
duplicate bookkeeping
çökmeye yüz tutma
on the downgrade
defter tutma
keeping books
defter tutma
bookkeeping Noun, Accounting
dizginde tutma
discipline
dövizi bir rejime tabi tutma
control of foreign exchange
elde tutma
recoup
elde tutma
retention Noun
emtia satın alıp elde tutma
buying long
envanter tutma
stock accounting
fiyatı saklı tutma
price reserve
fiyatları düşük tutma
holding down prices
fotoğraf filmini ışığa tutma
exposure
gece nöbet tutma
vigil
güneş ışığına tutma
exposure against the sun
günlük tutma
log
halk yığınını kontrol altında tutma
crowd control
hariç tutma
exclusion
hatırda tutma
retention Noun
hepsini bir tutma
generalization
hesap tutma
accounting
ışığa tutma
exposure to light
kayıt tutma
recordation
kendini denetim altında tutma
self-discipline
kendini geri planda tutma
self-effacement
kendini tutma
continence
kendini tutma
self-denial
kendini tutma
restraint
kendini tutma
self restraint
kesin iyiliğe yüz tutma
definite turn for the better
kirayla tutma
hiring
kontrol altında tutma
containment Noun
matris tekniği ile kayıt tutma
spread sheet accounting
mekanik defter tutma
mechanical bookkeeping
mevkiinde tutma
retention in office
mirastan hariç tutma
exclusion from inheritance
mülkiyeti elde tutma
title retention
muzaaf defter tutma
double account system
muzaaf defter tutma
double entry bookkeeping
muzaaf defter tutma
accounting by double entry
nezaret altında tutma
arrest in quarters
özel muhasebe kaydı tutma
personal accounting
parti kazancını kamu çıkarlarının üstünde tutma
playing politics
piyasa fiyatlarını eşit düzeyde tutma
price maintenance
piyasayı tutma
holding the market
rehin olarak tutma
distraint
rehin olarak tutma
distress
röntgen ışınlarına tutma
irradiation
serbest bir meslek tutma
hive off
sıcağa tutma
heat treatment
sıkı tutma
grip
sıkıca tutma
clutch
sır tutma
hugger mugger
sır tutma
concealment Noun
sözünü tutma
going back on one's rod
taraf tutma
jaundice
taraf tutma
bias
taraf tutma
partiality Noun
taraf tutma
advocacy
taraf tutma
prejudice
taraf tutma
favour
tek girişli defter tutma
single-entry bookkeeping
tek taraflı defter tutma
single-entry bookkeeping
tek taraflı defter tutma
bookkeeping by single entry
top ateşine tutma
bombardment
vergiye tabi tutma
taxability
yan tutma
partiality Noun
yangın bombasına tutma
fire raid
yas tutma
mourning
yer tutma
line up
yüksekten atıp tutma
side
zabıt tutma
keeping of minutes
zihinde tutma
retention Noun
tutma komutu
hold instruction
tutma olanağı
hold facility
bir aracın yol tutma kabiliyeti
road holding
büyük defter tutma deneyimi
ledger experience
büyük defter tutma personeli
ledger- keeping staff
büyük defter tutma personeli
ledger-keeping staff
defter tutma ilkeleri
principles of bookkeeping Noun
defter tutma mecburiyeti
accounting obligation
defter tutma muhasebesi
bookkeeping accountancy Noun
defter tutma sistemi
accounting system
defter tutma sistemi
set of accounts
defter tutma sistemi
system of accounting
defter tutma sistemi
system of accounts
defter tutma usulü
basis of accounting
defter tutma yöntemi
bookkeeping method
defter tutma yöntemleri
accounting methods Noun
defter tutma yükümlülüğü
accounting obligation
defter tutma zorunluğu olmayan mirasçı
unconditional heir
depoda tutma ücreti
holding cost
elde tutma hakkı
right of retention
elde tutma maliyeti
retention cost Noun, Accounting
elde tutma maliyeti
cost of retention Noun, Accounting
elde tutma primi
retention bonus Noun, Employment
emanette tutma süresi
retention period
fiyatı sabit tutma anlaşması
price maintenance agreement
gizli tutma görevi
duty of secrecy
mülkiyeti elde tutma hakkını kullanmak
to retain in exercise of one's lien Verb
mülkiyeti saklı tutma klozu
(US) commodity clause
mülkiyeti saklı tutma klozu
commodity clause
nezaret altında tutma yetkisi
detaining power
oruç tutma süresi
fast
sorumluluktan muaf tutma imtiyazdan sarfınazar
waiver of liability waiver of privilege
sütun defter tutma sistemi
columner (system of) book keeping
sütunlu defter tutma sistemi
columnar (system of) bookkeeping
sütunlu defter tutma sistemi
columnar bookkeeping
vergiye tabi tutma veya olma
taxability
yükü borcun ödenmesine kadar elde tutma hakkı
lien upon cargo
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Tutmak işi
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.