vacuum

  1. Noun, Physics vakum
  2. Noun boşluk, halâ.
  3. Noun hava boşluğu, havası boşaltılmış yer, vakum.
  4. Noun boşluk derecesi.
  5. Noun
    vacuum cleaner ile ayni anlama gelir. elektrik süpürgesi.
  6. ,
    s. boşluk+, vakum+, vakumla çalışan, boşluklu.
    vacuum bottle/vacuum flask: termos.
    vacuum
    cleaner = vacuum sweeper: elektrik süpürgesi.
    vacuum distilation: boşlukla damıtım, sıvının alçak basınçta çabuk buharlaşmasından yararlanarak damıtma.
    vacuum-packed: havası boşaltılarak paketlenmiş.
    vacuum -pump: emici tulumba, vakum tulumbası.
    vacuum tube: elektron tübü, radyo lambası .
    vacuum gauge: boşluk ölçütü.
  7. Verb elektrik süpürgesi ile süpürmek.
siyasi boşluk Noun, Politics-Intl. Relations
iktidar boşluğu Noun, Politics-Intl. Relations
fetret Noun, Politics-Intl. Relations
iktidar boşluğu Noun, Sociology
güç boşluğu Noun, Sociology
termos
emme freni
vakum freni
vacuum ile ayni anlama gelir. elektrik süpürgesi.
vakum soğutucu
vakum vantilatörü
emici körük
termos şişesi
boşluk ölçümü
vakum lambası Noun
emme borusu
otorite boşluğu Noun, Politics-Intl. Relations
iktidar boşluğu
(yiyecekler) havası alınarak paketlenmiş
hermetik conta
havası alınmış depo
vidanjör
vakum lambası Noun