boyunca, -de/-da, uzunluğuna, ileriye. 
 to walk along the shore: sahil boyunca (sahilde) yürümek. 
 
 to go along a street: sokakta yürümek.
                        
                        
                     
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        esnasında. 
 Somewhere along the journey I lost my hat: Seyahat esnasında şapkamı kaybettim.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        -e uygun olarak, -e tevfikan. 
 along the lines just stated, I suggest we start the new project: 
 Şimdi söylenenlere uygun olarak yeni projeye başlamamızı öneririm.
                        
                        
                     
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        (Çoğunlukla fiillere eklenerek bir doğrultuda hareket bildirir): 
 He ran along beside me: O, benim yanımda koştu.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        ileriye, ileride, ilerlemiş durumda. 
 to move along: ilerlemek, ileriye gitmek.  
The work on  the new ship is quite far along: Yeni geminin yapımı bir hayli ilerledi. 
 The evening was well along: Gece bir hayli ilerlemişti.
                        
                        
                     
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        beraber(inde), refakatinde, yanın(d)a, el(in)de, birlikte. 
 Bring your umbrella along: Şemsiyeni 
 yanında getir/yanına al. 
 He took his sister along: Kızkardeşini beraberinde götürdü. 
 along side: yanyana. 
 along with … : … ile beraber. 
 He planned the project along with his associates.
                        
                        
                     
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        sıra ile, bir kimseden/yerden diğerine. 
 The order was passed along from the general to the captains: 
 Emir generalden yüzbaşılara kadar iletildi.
                        
                        
                     
                
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        asla, kat'iyen, hiç te. 
 They haven't finished by a long shot: Hiç de bitiremediler.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        masanın dibinde oturmak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        mükemmellikten çok uzak olmak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        kat kat/fersah fersah iyi olmak. 
 A is better than B by a long chalk: A, Bden kat kat/fersah fersah iyidir.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        modası geçeli çok olmak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        şehirlerarası bir telefon çağrısı kaydettirmek
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        uzun bir savaşa hazırlanmak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                         by a long shot  ABD- k.d. az kul. fazlasıyla, ziyadesiyle, haydi haydiye, çok daha.  
X  is better than Y by a long chalk: X, Y'den çok daha iyidir.
                        
                        
                     
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        büyük farkla, her bakımdan. 
 the best by a long way: her bakımdan en iyisi.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        uzun bir nutuk çekmek
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        uzun arayıştan sonra bulmak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        bir gemiyi uzun bir yolculuk için donatmak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        pahalıya satın almak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        bir şey için fazla para vermiş olmak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        (a) çok iş görmek, (para) çok şey satınalmak. 
 Ten dollars don't go far nowadays. (b) başarılı 
 olmak, (mesleğinde) ilerlemek. 
 The boy is clever and will go far (in his job). (c) (ihtiyaca) yetmek, (uzun süre) dayanmak. 
 Those potatoes won't go far when there are 10 people to feed.
                        
                        
                     
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        (a) uzaklara gitmek, çok ilerlemek. 
 He will go a long way: Bu adam çok ilerler. (b) büyük bir 
 etki yapmak, etkisi uzun sürmek, çok işe yaramak.
                        
                        
                     
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        (oyun) beklendiğinden daha uzun süre sahnede kalmak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        oturumu uzun sürdürmek
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        uzun yıllar deneyimi olmak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        istasyonda uzun süre beklemek
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        otobüs için uzun süre beklemesi gerekmek
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        çok yol katetmiş olmak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        çok ilerleme kaydetmiş olmak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        uzun süredir iktidarda olmak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        başarıya doğru uzun bir adım atmak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        ne gezer! ne münasebet! tam tersi. “
 Will Ali win the race?” “Not a long chalk!”
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        
 not by a long chalk 
 Brit.- k.d. : hiç, asla, kat'iyen. 
 “Is he ready yet?” “No, not by a long chalk/shot.”
                        
                        
                    
                 
                
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        üzgün görünmek, yüzü gülmemek, suratını (bir karış) asmak.
                        
                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        masanın dip inde oturmak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        çok zaman almak, uzun sürmek. 
 take a long time over sth: bir işi fazla uzatmak.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        Velhasıl-ı kelam, ...
                        
Zarf                        
                    
                 
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        Uzun lafın kısası, …
                        
Zarf                        
                    
                 
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        Velhasıl-ı kelam, ...
                        
Zarf                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        Uzun lafın kısası, …
                        
Zarf                        
                    
                 
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        uzun bir hikâye anlatmak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        gözleri yollarda kalmak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        bir karış (asık) surat (gerçek üzüntü hallerinde kullanılmaz). 
 He came in with a face as long as a  fiddle: Bir karış suratla içeri girdi.
                        
                        
                     
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        uzun askerlik hizmeti nedeniyle emekli maaşı talep etmek
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        uzun askeri hizmet karşılığı emekli maaşı bağlanmasını istemek
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        suratı bir karış olmak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        bir dostun özlemini çekmek
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        bir karış surat asmak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        uzun zamandır gereksinimi duyulan bir şeyi sağlamak
                        
Fiil