Ingilizce-Türkçe Çeviri

  1. İsim damla, katre.
    drop by drop: damla damla.
    a drop of rain/blood/oil. a tear drop. We haven't
    had a drop of rain.
    to fall in drops: damlamak.
  2. İsim yudum/damla, çok az miktarda sıvı.
    a drop of water: bir yudum su.
    just a drop: bir damlacık.

    He's had a drop too much: İçkiyi fazla kaçırmış.
    Drink a drop of this: Bundan bir yudum iç.
  3. İsim zerre, çok az/cüz'î miktarda herhangi bir şey.
    a drop of mercy/of kindness: azıcık merhamet/iyilik.

    a drop in ocean: devede kulak, denizde bir damla.
  4. İsim
    drops: damla (damla damla verilen ilâç).
  5. İsim damla şeklinde (küpe vb.).
    Some earrings are called drops.
  6. İsim akide şekeri, pastil, draje.
    a cough drop. a lemon drop.
    acid drop: mayhoş şeker.
    He
    likes to eat fruit drops/chocolate drops.
  7. İsim süs askı, süs diye asılan şey.
  8. İsim damlama, düşme, sukut.
    voltage drop = drop in voltage: gerilim düşmesi.
  9. İsim düşüş (uzaklığı), düşme (yüksekliği).
    a drop of 6 meters. a long drop down into the hole.
  10. İsim iniş, dik bayır.
  11. İsim damlalık.
  12. İsim kutu: bir şey atılan/biriktirilen yer.
    a mail drop: mektup kutusu.
  13. İsim azalma, inme, düşme.
  14. İsim, Askerlik2 (a) paraşütle atılan askerî birlik, (b) paraşütle malzeme atma.
    a drop of food from an aircraft to
    the hungry people on the island.
  15. İsim, Tiyatro (bkz: drop curtain ).
  16. İsim (bkz: trap door ).
  17. İsim darağacı.
  18. İsim (mektup, oy pusulası vb. atmaya mahsus) yarık.
    A letter drop is a slot, usually with a hinged cover.
  19. İsim enik, yeni doğmuş hayvan yavrusu.
  20. Fiil damla(t)mak, damla damla ak(ıt)mak/düş(ür)mek.
    He dropped some medicine into his sore eye: Ağrıyan
    gözüne bir ilâç damlattı.
    Rain drops from the sky.
  21. Fiil (elinden) bırakmak/düşürmek.
    to drop a handkerchief/a pencil.
  22. Fiil bitap/bitkin düş(ür)mek, yığılıp kalmak.
    I'm so tired, I could drop. She dropped into an armchair.
    He worked until he dropped.
  23. Fiil düşüp ölmek, yaralanıp düşmek/yere yıkılmak.
    The soldier dropped when the bullet hit him.
    drop dead! Öl! Geber!
  24. Fiil azal(t)mak, alçal(t)mak, din(dir)mek, sona er(dir)mek, son vermek, azalıp tükenmek/bitmek, kıs(ıl)mak.

    Her voice dropped to a whisper.
    drop your voice: Sesini kıs.
    The wind has dropped: Rüzgâr dindi.
    Let's drop the discussion : Münakaşaya son verelim.
  25. Fiil
    drop out
    k.d. terketmek, vazgeçmek, bırakmak, çekilmek, (okulu bitirmeden) terketmek.
    drop
    out a race: yarıştan çekilmek.
    drop the subject: konuyu değiştirmek/kapatmak, başka şeyden söz etmek.
    Let it drop! Yeter artık! Bırak!
  26. Fiil kaybolmak, görünmez olmak, batmak.
    The sun dropped below the horizon.
  27. Fiil (köpek avı görünce) çömelmek, sinmek.
  28. Fiil (değer, fiyat, miktar, nitelik vb.) düş(ür)mek, azal(t)mak.
  29. Fiil (uyku vb.) dalmak, duçar/giriftar olmak.
    to drop asleep: uyuyakalmak.
  30. Fiil (hafif rüzgârla/akıntı ile vb.) sürüklenmek yavaş yavaş ilerlemek.
    The raft dropped down the river.
  31. Fiil geride kalmak, (mevkii/rütbesi) azalmak.
    to drop back in line. to drop to the rear.
  32. Fiil
    drop in/by/over: uğrayıvermek, şöyle bir uğramak, kısa ziyaret yapmak.
    drop in on someone:
    birini ziyaret etmek.
    drop in if you're in town: Şehre gelirsen bize de uğra.
    drop in at the grocer: bakkala uğramak.
    We dropped in at my brother's last night.
  33. Fiil ortaya atıvermek.
    He droped a valuable suggestion at the party last night.
    let drop: (a)
    ağzından kaçırmak, (b) belirtmek.
    He let drop that he had seen her: Onu gördüğünü ağzından kaçırdı/belirtti.
  34. Fiil (haber, mektup vb.) göndermek.
    drop me a line: bana iki satır mektup gönder.
    drop me a note
    when you get there.
    to drop a word in someone's ear: birinin kulağına fısıldamak.
  35. Fiil vurup düşürmek/devirmek/yere yıkmak/öldürmek.
    The hunter dropped the deer with one shot.
  36. Fiil (taşıttan) indirmek, bırakmak.
    The taxi driver dropped his passenger at the hotel.
    drop me
    at the corner: Beni köşede bırak/indir.
    to drop one's eyes: gözlerini indirmek, yere bakmak.
  37. Fiil (yazıda, örgüde vb. bir harfi/heceyi/ilmeği vb.) unutmak, atlamak.
    to drop a stitch: ilmek atlamak.

    to drop one's h's (or aitches): h'ları telâffuz etmemek, şivesi kaba olmak.
  38. Fiil ilgiyi/alâkayı kesmek.
  39. Fiil kovmak, (işinden) atmak/çıkarmak, işine son vermek.
    to drop someone from a team: birisini takımdan
    çıkarmak.
    Members who do not pay will be dropped from the club.
  40. Fiil, Spor (a) topu kaleye/sepete sokmak, (b) yenilmek, oyunu/maçı/yarışı kaybetmek.
    The team dropped four straight games.
  41. Fiil (a) (yere düşen topa) vurmak, (b) bu tarzda vurup gol yapmak.
  42. Fiil (hayvan) yavrulamak, doğurmak.
  43. Fiil paraşütle atmak (insan, malzeme vb.).
  44. Fiil (elbise eteğinin katını açarak) uzatmak.
    to drop the hem of a skirt.
  45. Fiil, Denizcilik uzaklaşıp (gözden) kaybolmak.
  46. Fiil yumurtayı kaynar suya kırarak pişirmek, çılbır yapmak.
  47. Fiil (para vb.) kaybetmek.
    He's been dropping a lot of money at horse races lately.
Ingilizce-Türkçe çeviriler: Atalay Sözlügü, 1. Basim

Ingilizce-Türkçe Ilgili Terimler

drop from one's vocabulary
sözcük dağarcığından silmek Fiil
drop one's exchange seat
borsa üyeliğini bırakmak Fiil
drop one's litigation
davasından vazgeçmek Fiil
drop one's subscription
abonmanı bırakmak Fiil
drop one's subscription
abonmanını bırakmak Fiil
drop one's work
işini bırakmak Fiil
drop one's work
işinıbırakmak Fiil
Drop the attitude!
Bu tavırları bırak! Ünlem, Deyim
Drop the attitude!
Bana tavır yapma! Ünlem, Deyim
Drop the attitude!
Surat etmeyi keser misin? Ünlem, Deyim
let one's mask drop
maskesini atmak Fiil
let one's mask drop
maskesini indirmek Fiil
(matter) to drop
kapamak Fiil
a drop
katre
add/drop
ders ekleme ve bırakma İsim, Eğitim
back drop
arka plan
cause someone to drop
düşürtmek Fiil
drag&drop
sürükle-bırak İsim, Yazılım
earnings drop
kârın düşmesi
fit to drop
düşecek kadar yorgun
lemon drop
limon şekeri.
let a matter drop
davadan vazgeçmek Fiil
let something drop
birşeyin peşini bırakmak Fiil
let something drop
birşeyi kendi haline bırakmak Fiil
letter drop
mektup atma
line drop
(elektrik) voltaj düşmesi
mail drop
mektup bu gönderme adresi
pigeon drop
dolandırılma, faka/tongaya basma, büyük kâr vaadine aldanarak varını yoğunu dolandırıcıya teslim etme. İsim
pressure drop
basınç düşmesi
price drop
fiyat düşmesi
profit drop
kâr düşmesi
tear drop
gözyaşı damlası
water drop
su damlası İsim
drop a bombshell
bombayı patlatmak Fiil
drop a bombshell
haberi patlatmak Fiil
drop a bombshell
bomba etkisi yapan bir haber vermek Fiil
drop a case
davayı düşürmek Fiil, Hukuk
drop a case
davadan vazgeçmek Fiil, Hukuk
drop a catch
topu kaçırmak Fiil, Beyzbol
drop a catch
topu yakalayamamak Fiil, Beyzbol
drop a charge
suçlamadan vazgeçmek Fiil
drop a clanger
gaf yapmak Fiil
drop a demand
talep biten vazgeçmek Fiil
drop a hint
anıştırmak Fiil
drop a hint
dolaylı anlatmak Fiil
drop a hint
ima etmek Fiil
drop a hint
ipucu vermek Fiil
drop a hint about
çıtlatmak Fiil
drop a letter
bir mektup atmak Fiil
drop a motion
bir önergeyi geri çevirmek Fiil
drop a parcel unawares
farkında olmadan bir paket düşürmek Fiil
drop a passenger
yolcu indirmek Fiil
drop a point
puan kaybetmek Fiil, Spor
drop a stitch
ilmek atlamak Fiil
drop a stitch
ilmek kaçırmak Fiil
drop a suit
davayı düşürmek Fiil
drop a suit
bir davayı düşürmek Fiil
drop acid
LSD almak Fiil
drop acid
asit atmak Fiil
drop acquaintance with sb
birini bir daha görmemeye karar vermek Fiil
drop across
gitmek, gelmek, uğramak.
We dropped across to see him: Gidip onu gördük (Onu görmeye gittik).

He dropped across to see us: Bizi görmeye/ziyarete geldi.
drop anchor
çıpayı denize atmak Fiil, Deniz Taşımacılığı
drop anchor
demir atmak Fiil, Deniz Taşımacılığı
drop away
azalmak, düşmek, inmek.
drop back
arkada kalmak Fiil
drop back
geride kalmak Fiil
drop ball
hakem atışı İsim, Spor
drop bar
germe
drop behind
geride kalmak Fiil
drop behind
arkada kalmak Fiil
drop block
şahmerdan
drop by
ziyaretine gitmek Fiil
drop by
uğramak Fiil
drop by
ziyaret etmek Fiil
drop by drop
damla damla
drop cable
saplama kablo Bilgi Teknolojileri
drop ceiling
asma tavan İsim, İnşaat
drop charges
suçlamaları düşürmek Fiil, Hukuk
drop charges
suçlamadan vazgeçmek Fiil, Hukuk
drop cloth
koruyucu örtü: ev boyanırken mobilyaların kirlenmemesi için üzerlerine örtülen bez/kâğıt/muşamba vb. İsim
drop cooky
damla bisküviti: yağlanmış tepsiye kaşıkla hamuru damlatıp fırınlayarak yapılan bisküvi. İsim
drop curtain
inme perde, inerek kapanan perde. İsim
drop dead
geber !
drop dead
ölmek Fiil
drop dead
yığılıp kalmak Fiil
drop dead
gebermek Fiil
drop down
yere düşmek.
drop embed
katmayı iptal et Bilgi Teknolojileri
drop forge
kalıpta/şahmerdanda dövme, sıcak basma. İsim
drop gangway
asma geçit
drop hammer
kalıpta/şahmerdanda dövme, sıcak basma. İsim
drop hammer
(salma) şahmerdan. İsim
drop in
uğramak Fiil
drop in
ziyaret etmek Fiil
drop in
ziyaretine gitmek Fiil
drop in consumption
tüketimde düşüş
drop in investments
yatırımlarda düşme
drop in quality
kalitesi düşmek Fiil
drop in takings
gelirde düşüş
drop in value
değerde düşüş
drop into
ziyaret etmek Fiil
drop into
uğramak Fiil
drop into
ziyaretine gitmek Fiil
drop investigations
tahkikatı durdurmak Fiil
drop investigations
tahkikatı bırakmak Fiil
drop kick
yere düşüp zıplayan topa vurma. İsim
drop leaf
(açılır-kapanır) masa kanadı. İsim
drop like a rock
hızla düşmek Fiil
drop like a rock
dibe vurmak Fiil
drop like a rock
çakılmak Fiil
drop Messages
iletileri iptal et Bilgi Teknolojileri
drop of water
su damlası İsim
drop off
(a) uyuyakalmak, (b) azalmak, düşmek, inmek.
Sales of houses have dropped off. (c) teslim etmek,
vermek, (d) uğramak, mola vermek.
I think I'll drop off at the grocery store.
drop off someone
birini gideceği yere bırakmak Fiil
drop off someone
birini götürmek Fiil
drop out
toplumun dışında kalmak Fiil
drop out
toplumun dışına itilmek Fiil
drop out
ayrılmak Fiil
drop out
bırakmak Fiil
drop out
çıkmak Fiil
drop out
toplumun parçası olmayı reddetmek Fiil
drop point
bırakılan nokta Bilgi Teknolojileri
drop press
kalıpta/şahmerdanda dövme, sıcak basma. İsim
drop press
drop forge
drop round
uğramak Fiil
drop round
ziyaretine gitmek Fiil
drop round
ziyaret etmek Fiil
drop shipment
perakendeciye yollama/sevk(etme): faturası toptancıya kesildiği halde malı doğru perakendeciye yollama. İsim
drop shot
karşı sahada ağın dibine düşen top. İsim
drop siding
geçmeli tahta kaplama İsim
drop someone a curtsy
reverans yapmak Fiil
drop someone a line
birine bir satır yazıp atmak Fiil
drop someone a line
birine bir iki satır mektup yazmak Fiil
drop someone a line
iki satır yazıp atmak Fiil
drop table
açılır-kapanır masa: bir kenarı duvara menteşeli, açılıp kapanabilen masa. İsim
drop test
düşürme denemesi. İsim
drop the
rein
s: dizginleri salıvermek, vazgeçmek, oluruna bırakmak.
drop the anchor
fonda Denizcilik
drop the ball.
yüzüne gözüne bulaştırmak Fiil
drop the subject
konuyu değiştirmek Fiil
drop the subject
konuyu kapatmak Fiil
drop to earth
yere inmek Fiil
drop two points
iki puan indirmek Fiil
drop two points
puan indirmek Fiil
drop your eyes
gözlerini kaçırarak başını öne eğmek Fiil
drop your eyes
bakışını kaçırmak Fiil
drop your eyes
gözlerini başka tarafa çevirmek Fiil
drop your gaze
gözlerini başka tarafa çevirmek Fiil
drop your gaze
gözlerini kaçırmak Fiil
let drop something
birşeyi bilerek ağzından kaçırmak Fiil
let drop something
birşeyi laf arasında söylemek Fiil
sudden drop of temperature
ani ısı düşmesi
to drop anchor
fonda etmek Fiil, Denizcilik
Ingilizce-Türkçe terim çevirileri: Zargan Ltd.