birine sığınmak, acındırmak, merhamet dilenmek.
                        
                        
                    
                 
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        hüngür hüngür ağlamak, gözlerinden kanlı yaşlar akıtmak, teselli bulamamak, ıstırap ve kederden sürekli 
 ağlamak. 
 When her little baby died, the poor lady cried her eyes out.
                        
                        
                     
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        doyasıya/ hüngür hüngür ağlamak.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        Yalancı Çoban
                        
Özel Isim, Dil ve Edebiyat                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        (a) çok uzak. 
 It's a far cry to: Çok uzaktır. (b)  
a far/long cry from: çok farklı, tamamıyla 
 farklı, (aralarında) hiç ilgi yok/dağlar kadar fark var. 
 The state of affairs in industry is a far cry from what it was last year.
                        
                        
                     
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        herhangi bir kampanyada kullanılan ilkesöz/simgesöz/slogan.
                        
İsim                        
                    
                 
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        yakından izleyen/takip eden (köpekler için söylenir).
                        
                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        (kaçan hırsızı/katili yakalamak için) çağrışma, bağrışma, halkın “tutun! yakalayın!” diye haykırması.
                        
İsim                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        toplu halde bağırıp çağırma, gürültü koparma, toplu protesto. 
 They raised a (great) hue and cry against the new rule.
                        
İsim                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        (a) bağırarak/havlayarak peşinden koşma/kovalama. 
 The dogs were in full cry after a fox.  The  crowd was in full cry after the thief: Kalabalık bağrışarak hırsızı kovalıyordu. (b) şiddetle isteme/hücuma geçme.
                        
                        
                     
                
                
                
                
                
                
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        (siyasî mücadelede) simgesöz, parola.
                        
İsim                        
                    
                 
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        olur olmaz şeye ağlayan kişi
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        ortalığı velveleye vermek
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        timsah gözyaşları dökmek
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        küçümsemek, kötülemek, önem vermemek, tepeden bakmak, önemsiz göstermeye çalışmak.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        istemek, arzu etmek. 
 cry for the moon 
 k.d. imkânsız bir şey istemek, olmayacak hayal peşinde koşmak.
                        
                        
                    
                 
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        olmayacak şeyi istemek
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        olmayacak şey istemek
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        yarısını talep etmek
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        bir şeyi başkasıyla yarı yarıya paylaşmak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        (tehlikeye/felakete karşı) uyarmak, ikaz etmek.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        (a) felaketi haber vermek, tehlikeye karşı uyarmak, (b) savaşta askere tahrip emri vermek.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        caymak, vazgeçmek, sözünden dönmek.
                        
                        
                    
                 
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        ağlaya ağlaya uyuyakalmak. 
 She cried herself to sleep: Ağlaya ağlaya uyuyakaldı.
                        
                        
                    
                 
                
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        bir şeyden yüksek sesle şikâyet etmek
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        bir şeyi şiddetle istemek
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        nafile üzülmek, boş yere dövünmek, telâfisi imkânsız bir şey için gözyaşı dökmek. 
 It's no use crying  over the spilt milk: Telâfisi imkânsız bir şey için gözyaşı dökmek neye yarar?
                        
                        
                     
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        kavgayı bırakmak için seslenmek
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        suçlu olduğunu ikrar etmek
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        muharebede aman dilemek
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        yeter/dur demek, teslim olmak, pes demek.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        beraberliği kabul etmek, pes demek, rekabete son vermek.
                        
                        
                    
                 
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        bir şeyi elâleme duyurmak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        çok övmek/methetmek, göklere çıkarmak.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        sebepsiz yere imdat istemek.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        sebepsiz tehlike işareti vermek.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        ufak tefek şeylerde yardıma çağırmak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        aşağıdan almak, yelkenleri suya indirmek.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        çok farklı. 
 Being religious can be a far cry from being kind.
                        
                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        'den çok farklı olmak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        şarkı söylemek/dayak atmak/feryat etmek vb. 
 give a laugh: gülmek. 
 give a shout: bağırmak.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        bir kimseyi cezalandırdıktan sonra ağladığı için daha şiddetli cezalandırmak.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        pes dedirtmek, gururunu kırmak, ağzının payını vermek.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        fiyasko, neticesiz tartışma.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        yakalayın ” diye bağrışmak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        vergi tekliflerine karşı protesto etmek
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        (askerlik) toplanma noktası
                        
İsim                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        (askerlik) toplanma işareti
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        herkese duyurmak, alenen yaymak.