bütün bunlar yetmezmiş gibi, bunlar da yetmezmiş gibi, üstüne üstlük
                        
Zarf                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        bütün bunlar yetmezmiş gibi, bunlar da yetmezmiş gibi, üstüne üstlük
                        
Zarf                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        kendini birşey sanmak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        birşeymiş gibi davranmak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        birşey gibi davranmak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        sanki, gûya, tıpkı, … imiş gibi, âdetâ. 
 It was as if the world has come to an end: Sanki dünyanın 
 sonu gelmişti. 
 He shook his head as if (he wanted) to say “No.”: “Hayır” demek ister gibi başını salladı. 
 as if I cared: Sanki umurumda! (Umurumda değil!) 
 looks as if … : … anlaşılıyor/görülüyor. 
 It looks as if you have no friends: Hiç dostun olmadığı anlaşılıyor (= Görülüyor ki hiç dostun yok).
                        
                        
                     
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        sanki, … imiş gibi, gûya, sözde. 
 He acted as if he didn't know: Bilmiyormuş gibi davrandı.  
As  if you didn't know: Sanki bilmiyor muydun(uz)? (= Muhakkak biliyordunuz = Bilmediğinize inanmam).
                        
                        
                     
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        hattâ, … bile, … olsa da. 
 even if he came himself, I would not do it: O bizzat gelse bile bu işi yapmam.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        birşey gibi hissetmek
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        Galiba, görünüşe göre. 
 It seemed as if he didn't understand: Galiba anlamadı.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        doğru değil, aslı yok, sebebi … değil, … için değil. 
 It isn't as if she weren't/isn't pretty = It  isn't as if she were/is ugly: Güzel olmadığı (çirkin olduğu) doğru değil (= Güzel olmasına güzel!) 
 I don't understand why she likes him so much, It isn't as if he's good looking at all: Onun nesine âşık bilmem, herhalde güzelliğine değil.
                        
                        
                     
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        doğru değil, aslı yok, sebebi … değil, … için değil. 
 It isn't as if she weren't/isn't pretty = It  isn't as if she were/is ugly: Güzel olmadığı (çirkin olduğu) doğru değil (= Güzel olmasına güzel!) 
 I don't understand why she likes him so much, It isn't as if he's good looking at all: Onun nesine âşık bilmem, herhalde güzelliğine değil.
                        
                        
                     
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        … gibi davranmak, … süsü vermek, … taslamak, yapar gibi görünmek.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        ya … ise/olursa? 
 what if everyone who was invited comes? Ya davet edilenlerin hepsi gelirse?
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        seni bu işi yaparken yakalarsam
                        
                        
                    
                 
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        Eğer bu doğru ise, bu halde.
                        
                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        en kötü ihtimalle, pek sıkışırsa/sıkıya gelirse. 
 If the worst comes to the worst , we can always go by bus tomorrow.
                        
                        
                    
                 
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        herşey yolunda giderse
                        
Zarf                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        bir aksilik çıkmazsa
                        
Zarf                        
                    
                 
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        şu farkla ki, bir fark varsa (o da). 
 If anything, my new job is harder than my old one: Bir fark 
 varsa, yeni işim eskisinden daha zor.
                        
                        
                     
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        hattâ, üstelik, bil'akis. 
 If anything, you ought to apologize: Üstelik sen özür dilemelisin.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        olsa olsa. 
 You will find it in London if anywhere: Olsa olsa onu Londrada bulabilirsiniz.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        gerekli görülen hallerde
                        
Zarf                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        gerekli görülen durumlarda
                        
Zarf                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        (Br) posta ile tebliğ edildiğinde
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        posta ile tebliğ edildiğinde
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        keşke, bari. 
 If even I could see her: Bari onu görebilsem.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        … bile, şayet, eğer, kazara. 
 We seldom if ever go: Gitsek bile pek seyrek/nadiren gideriz.  
If  ever you see him: Eğer onu görecek olursanız. 
 Now if ever is the moment to act: Harekete geçmenin tam zamanıdır (Harekete geçmenin zamanı varsa işte şu andır). 
 He's a liar if ever there was one: Yalancının tekidir (= Eğer bir tek yalancı varsa odur). 
 He is a poet if ever there was one: Dünyada tek şair varsa o da odur (Ben şair diye ona derim/şairlik ona yakışır). 
 seldom if ever = scarcely ever: nadiren, belki de (hemen hemen) hiç.
                        
                        
                     
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        herşey yolunda giderse
                        
Zarf                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        bir aksilik çıkmazsa
                        
Zarf                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        herşey yolunda giderse
                        
Zarf                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        bir aksilik çıkmazsa
                        
Zarf                        
                    
                 
                
                
                
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        yanlış hatırlamıyorsam
                        
Zarf                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        yanlış hatırlamıyorsam
                        
Zarf                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        senin yerinde olsaydım
                        
Zarf                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        yanlış hatırlamıyorsam
                        
Zarf                        
                    
                 
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        … olmasa idi. 
 If it hadn't been for the snow, we could have climbed tha mountain: Kar olmasaydı dağa tırmanabilirdik.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        yanlış hatırlamıyorsam
                        
Zarf                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        hafızam beni yanıltmıyorsa
                        
Zarf                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        yanlış hatırlamıyorsam
                        
Zarf                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        adres değiştirmiş ise gönderene iadesi
                        
İsim                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        hafızam beni yanıltmıyorsa
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        hafızam beni yanıltmıyorsa
                        
Zarf                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        yanlış hatırlamıyorsam
                        
Zarf                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        gerekirse, icabında, icabederse, lüzumu halinde, zaruret halinde, hîni hacette.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        gerekirse, icabında, lüzumu halinde.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        aksi takdirde, hiç olmazsa, … değilse (de), … olmasa bile. 
 Her clothes are neat, if not stylish: 
 Elbiseleri modaya uygun olmasa bile, zarif.
                        
                        
                     
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        keşke. 
 If only I knew: Keşke bilseydim. 
 If only Dad could see me now! Keşke babam bu günümü görebilseydi.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        keşke. 
 If only wars would cease: Keşke savaşlar sona erse. 
 If only she would come: Keşke gelebilse.
                        
                        
                    
                 
                
                
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        zorunlu olması halinde
                        
Zarf                        
                    
                 
                
                
                
                
                
                
                
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        cevap olumlu olduğu takdirde
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        aksi sabit olduğu takdirde
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        gecikmesinde sakınca bulunan durumlarda
                        
Zarf, Hukuk                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        gecikmesinde sakınca bulunan hallerde
                        
Zarf, Hukuk                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        sizce bir sakıncası yoksa
                        
Zarf                        
                    
                 
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        zorunlu olması halinde
                        
Zarf                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        adreste bulunmadığı takdirde lütfen gönderene iade edin
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        işin kötü tarafı düşünüldüğünde
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        işin kötü tarafı düşünüldükte
                        
                        
                    
                 
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        ister beğen ister beğenme
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        içinden öyle gelmek yorsa
                        
                        
                    
                 
                
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        (a) isterseniz, arzu ederseniz, hoşunuza giderse, (b) lütfen, rica ederim, (c) “işin garibi, tuhaftır 
 ki” anlamında şaşkınlık, hoşnutsuzluk, hayret vb. ifade eder. 
 The missing letter was in his pocket, if you please!: İşin garibi, kayıp mektup cebinden çıktı!
                        
                        
                     
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        iş o kerteye gelince, durum ciddîleşirse, bıçak kemiğe dayanırsa.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        Aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık.
                        
Cümle, Deyim                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        İki ucu boklu değnek.
                        
Cümle, Deyim                        
                    
                 
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        sonsuz/nihayetsiz olarak, ilânihaye.
                        
                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        terzi elinden yeni çıkmış gibi.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        gerekirse, icabederse, ihtiyaç hasıl olursa, gerektiği/icabettiği zaman, ne zaman lâzım olursa. 
 Take  money from the bank as the need arises.
                        
                        
                     
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        Yanlışsam düzeltin.
                        
Cümle                        
                    
                 
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        sanmak, hissine/zehabına kapılmak, … gibi duymak/hissetmek. 
 I feel as if my leg were broken. My leg  feels as though it was broken.
                        
                        
                     
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        Yaparsam kahrolayım = Vallahi yapmam.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        Bahse girerim ki, … ise arap olayım. 
 I'll eat my hat if England wins tomorrow.
                        
                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        Eğer … (yaparsam) kahrolayım = Dünyada … (yapmam) = … (yaparsam) bana da insan demesinler.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        en iyisi istifa etmek olurdu
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        ama kamarada tek kişi kalmak istemesi fiili
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        gemiyle yolculuk yapan bir kişinin tek kişilik ücret ödememek için kamarayı paylaşmayı kabul etmesi
                        
                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        Biraz komik olacak, ama ...
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        İstediğin kadar dalga geç ama ...
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        beğenilmediği takdirde para iade olunur
                        
                        
                    
                 
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        çok, son derece. 
 He was nothing if not clever: Çok zeki idi. 
 He is nothing if not generous: Son derece cömerttir.
                        
                        
                    
                 
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        iki dirhem bir çekirdek olmak.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        Peki ya ... ise ne olacak?
                        
                        
                    
                 
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        ya … ise/olursa? farzedelim ki. 
 What if it rains? Ya yağmur yağarsa?
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        Benim yerimde olsan ne yapardın?