Ingilizce-Türkçe Çeviri

  1. Sıfat uzun.
    long way: uzun yol.
    a long tunnel: uzun bir tünel.
    long distance: uzak mesafe.

    Turkey has a long coastline: Türkiyenin uzun bir sahili vardır.
    How long is the River Nile?
    The arm of the law is long: Kanunun gücü her şeye yeter.
  2. Sıfat uzun (süren/süreli/devam eden).
    a long speech: uzun (süren) bir nutuk.
    three hours long:
    üç saatlik, üç saat süren.
    There will be a long wait until the next bus.
    It will take as long as five years: Beş yıl kadar sürer.
    Ten days at the longest: En fazla on gün.
  3. Sıfat uzunlukta, uzunluğu … olan.
    ten kilometers long.
    The new road is 60 km long: Yeni yol 60 km uzunluktadır.
  4. Sıfat uzun, ayrıntılı, teferruatlı, çok madde içeren.
    a long list.
  5. Sıfat (yapılması/okunması vb.) çok zaman alan.
    a long play/novel. a long story.
  6. Sıfat uzun ve can sıkıcı/kasvetli.
  7. Sıfat çok eski zamanları kapsayan, uzak.
    a long memory.
  8. Sıfat (iki şeyden) uzun/fazla olan(ı).
    He must have taken the long way home.
    a long price: yüksek
    bir fiyat.
    a long purse: dolu kese.
  9. Sıfat yavaş, aheste, zaman alan.
    be long about something/doing sth: (bir işi) yavaştan almak, oyalanmak.

    He's awfully long getting here.
  10. Sıfat kapsamlı, şümullü.
    a long look ahead. a long look into future.
  11. Sıfat
    long on: mevcudu bol/fazla, (bir şeyden) nasibi bol, zengin, çok, kuvvetli.
    long on brains:
    kafalı, zeki, akıllı.
    long on supplies: malzemesi bol.
  12. Sıfat (normalden) uzun (boylu), yüksek.
    long Ömer: Uzun Ömer.
  13. Sıfat umulmaz, umulmadık, beklenmez, beklenmedik, olasılığı az, gayrımuhtemel, ihtimal dışı.
    a long chance.

    It's a long shot/chance but we might be lucky: Pek ihtimal verilemez ama, belki talihimiz yaver gider.
    It was just a long shot/chance: Uzak bir ihtimaldi/Pek olacak şey değildi/Gerçekleşmesi beklenemezdi.
  14. Sıfat uzun (hece).
  15. Sıfat, Maliye fiyat artışını bekleyerek malı/hisse senedini elde tutan.
  16. Sıfat temel/standard ölçüden büyük.
    long dozen: 13 adet.
    a long ton: 1016 kg.
  17. İsim (uzun) zaman/süre/vakit. süre, zaman, vakit.
    I have only long enough to drink a cup of coffee:
    Ancak bir kahve içebilecek kadar vaktim var.
    He hasn't long to live: Fazla yaşamaz.
    How long: Ne kadar (zaman).
    How long did he stay with you? Ne kadar (kaç gün/saat) sizinle kaldı?
    How long will it take? Ne kadar sürer?
    How long have you stay in Canada? Kanadada ne kadar kalacaksın?
  18. İsim uzun (nesne/şey).
    The signal was two longs and a short: İşaretlerin ikisi uzun biri kısa idi.
  19. İsim (elbise ölçüsü olarak) uzun (boy).
  20. İsim vurguncu, istifçi: ileride fiyat artacağını umarak hisse senetlerine/mala fazla para yatıran kimse.
  21. Zarf uzun zamandan beri, bir süreden beri, hayli (uzun) zamandır.
    a reform long advocated.
  22. Zarf uzak(ta), uzağa.
    He threw the ball long: Topu uzağa fırlattı.
  23. Zarf geç (vakitlere kadar).
    Don't be long: Geç kalma, gecikme.
  24. Zarf süresince, boyunca, müddetince, bütün (zaman).
    all night long: bütün gece.
    It's been dry all
    summer long: bütün yaz kurak geçti.
  25. Zarf çok/hayli zaman, uzun süre/zaman.
    long before: çok önceleri, çok zaman önce.
    He was gone long
    before we arrived: Biz gelmeden çok önce o gitmişti.
  26. Geçişsiz Fiil arzulamak, çok istemek/arzu etmek.
    I'm longing to see you.
  27. Geçişsiz Fiil uymak, uygun/münasip olmak, yakışmak.
Ingilizce-Türkçe çeviriler: Atalay Sözlügü, 1. Basim

Ingilizce-Türkçe Ilgili Terimler

bestseller
çok satan ürün (özellikle kitap), çoksatar İsim, Ticaret
claim a pension by virtue of one's long military service
uzun askerlik hizmeti nedeniyle emekli maaşı talep etmek Fiil
claim a pension in virtue of one's long military service
uzun askeri hizmet karşılığı emekli maaşı bağlanmasını istemek Fiil
long run
uzun vade İsim
long run
uzun dönem İsim
long term
uzun vade İsim
long term
uzun dönem İsim
long-arm statute
sınır aşan yargı yetkisi İsim, Uluslararası Hukuk
long-barreled weapon
uzun namlulu silah İsim, Askerlik
long-run
uzun vadeli Sıfat
long-run
uzun dönemli Sıfat
long-run
uzun süreli Sıfat
long-run
uzun vade Sıfat
long-run
uzun dönem Sıfat
longseller
uzun süredir çok satan ürün (özellikle kitap) İsim, Ticaret
long-span
geniş açıklıklı Sıfat, İnşaat
long-span cable-stayed bridge
geniş açıklıklı askı köprü İsim, İnşaat
long-term
uzun vadeli Sıfat
long-term
uzun dönemli Sıfat
long-term
uzun süreli Sıfat
long-term
uzun vade Sıfat
long-term
uzun dönem Sıfat
returning to one's home and loved ones after a long absence
sıla
short run
kısa vade İsim
short run
kısa dönem İsim
short term
kısa vade İsim
short term
kısa dönem İsim
short-run
kısa vadeli Sıfat
short-run
kısa dönemli Sıfat
short-run
kısa süreli Sıfat
short-run
kısa vade Sıfat
short-run
kısa dönem Sıfat
short-term
kısa vadeli Sıfat
short-term
kısa dönemli Sıfat
short-term
kısa süreli Sıfat
short-term
kısa vade Sıfat
short-term
kısa dönem Sıfat
a long
palabıyık
a long
kayık tabak
before long
yakında, kısa zamanda, çok geçmeden.
We should have news of her before long.
borrow long
uzun vadeli borç vermek Fiil
buy long
fiyatların ilerde artacağını bekleyerek değerli kâğıt satın alıp elinde tutmak Fiil
buying long
fiyatların ilerde artacağı ümidiyle tahvil
buying long
emtia satın alıp elde tutma
demand long
talep karşılığında arzın gecikmesi
going long
fiyatların yükseleceği ve daha sonra pahalıya satılıp kâr edileceği beklentisiyle mal veya menkul değer satma
night long
gece boyunca (süren
night- long
bütün gece süren
over long
çok uzun
so long
esen kal(ınız), hoşça kal(ınız), şimdilik Allaha ısmarladık.
so long
hoşça kalın! şimdilik Allaha ısmarladık.
so long
esenkel, Allaha ısmarladık, hoşça kal.
very long
upuzun
long account
(US) komisyoncu hesabı (komisyoncu tarafından tutulan mal ve menkul değerler hesabı
long ago
çok eski zaman, uzak mazi. İsim
long arm
aynasız
long arm
polis
long bill
uzun vadeli senet veya poliçe
long bill
yüksek rakam tutan hesap
long bond
on beş yıldan daha uzun vadeli tahvil
long bond
10 yıldan daha uzun süreli senet
long bone
uzun kemik, omurgalılarda kol/bacak kemiği. İsim
long cable
uzatma kordonu
long credit
uzun vadeli kredi
long custom
eski âdet
long cycles
uzun süreli çevrimler İsim
long dash
me çizgi Bilgi Teknolojileri
long date
uzak tarihli senet
long dated
uzun vadeli
long day
fazla saat çalışılan gün
long distance
şehirlerarası (telefon servisi/santralı/operatörü). İsim
long division
bölme: bütün basamakları gösterilen bölme işlemi. İsim
long dozen
artık düzine, 13 adet. İsim
long draft
uzun vadeli senet
long drawn out discussion
uzun süren müzakere
long established
çoktan beri yerleşmiş olan
long established
çok eskiden beri yerleşik
long exchange
(Br) uzun vadeli döviz muamelesi
long exchange
uzun vadeli döviz muamelesi
long exchange
(US) uzun vadeli üzerinde döviz yazılı senet
long face
asık surat, ekşi yüz, üzgün çehre, somurtma, somurtkanlık. İsim
long family
çok çocuklu aile
long fas
yüksek fiyat
long figure
dört haneli rakam
long film
uzun metrajlı film
long firm
dolandırıcı şirket
long firm
(Br) dolandırıcı firma
long for
özlemek, özlemini/hasretini çekmek, hasret kalmak, burnunda tütmek,
k.d. iple çekmek.
to long
for home: yuvasını/evini özlemek.
I am longing for my country: Memleketimi çok özledim.
The children are longing for the holidays: Çocuklar tatili iple çekiyorlar.
long frame
hızar İsim
long gallery
uzun galeri: Elizabet ve Jakob çağı malikânelerinin üst katındaki gündelik salon. İsim
long gilts
(Br) uzun vadeli rant
long green
kâğıt para, banknot. İsim
long guess
emin olmayan tahmin
long hair
uzun saç
long hand
el yazısı
long haul
(a) uzun süre/müddet/zaman, (b) uzak mesafe, (c) uzun süren iş
long hedge
faiz oranlarında veya döviz kurlarında çıkması beklenen ortalama olumsuz gelişmelere karşı korunmak amacıyla
vadeli sözleşmeler satın alınması
long horn
(bir nevi) kaşar peyniri: beyaz- turuncu renkli 5.5 kg.'lık tekerlek halinde çedar peyniri. İsim
long horse
uzun eşek : jimnastik atlama aleti. İsim
long horse
uzun eşek atlama yarışı/oyunu. İsim
long house
uzun ev/baraka/kulübe: K. Amerika
Iroquois kabilelerinde toplumsal konut olarak kullanılan 30 m. kadar uzunlukta ahşap ev. İsim
long house
kabileleri birliği. İsim
long hundredweight
112 librelik İngiliz ağırlık ölçüsü (50.8 kg). İsim
long job
uzun bıktırıcı iş
long johns
uzun (paçalı) don. İsim
long journey
uzun yolculuk
long journey
uzun mesafe yolculuğu
long jump
uzun atlama.
standing/running broad jump = long jump: durarak/ koşarak uzun atlama. İsim
long jump
uzun atlama. İsim
long lease
yıllarca süren kiralama
long legged
bacaklı
long liquidation
uzun vadede şirketin kendi kendini tasfiye etmesi
long liquidation
uzun vadede tasfiye
long list
uzun liste
long live
yaşa yaşasın
long market
(US) artık istiap kabiliyeti olmayan piyasa
long measure
uzunluk ölçüsü. İsim
long memory
geniş bellek
long notice
erkenden yapılan ihbar
long odds
büyük farklı, çok aleyhte olan ihtimal (örneğin 100'de 1).
long order
kendi hisselerini satış emri
long order
kredi hisselerini satma emri
long paper
uzun vadeli kâğıt
long period
uzun dönem
long pig
yamyamların yediği insan eti (Maori ve Polinezya yerlilerince verilen ad). İsim
long play
uzun çalar (plâk). İsim
long position
uzun pozisyon İsim, Bankacılık
long position
bir simsarın sağlamayı üstlendiğinden daha fazla miktarda değerli kâğıt bulundurması
long positions
portföy mevcuduna dayanarak yapılan alım satımlar İsim
long premium
yüksek prim
long price
yüksek fiyat
long priced
pahalı
long primer
on puntoluk harf
long range
uzun vadeli
long range
uzun menzilli
long rate
uzun vadeli senet döviz kuru
long rifle
Kentucky rifle İsim
long robe
avukat cübbesi
long room
(Londra) gümrük muamelesi salonu
long S
uzun S: eskiden (genellikle İngilterede) kullanılan entegral işaretine benzer s harfi. İsim
long service
uzun yıllar süren hizmet
long service
uzun hizmet süresi
long session
uzun süren konferans
long shot
kafadan sallama/atma, at yarışında kazanma şansı en az olana pey sürme. İsim
long shot
cür'etli girişim: tehlikeli fakat başarıldığı takdirde büyük ödül/çıkar getiren atılım. İsim
long shot
uzaktan çekiş, telefoto. İsim
long sight
hipermetropluk.
long since
çoktanberi, epey/hayli zamandır.
long since
çoktanberi, çok önceleri, çok zaman önce.
Programs which have long since ceased to be useful. Zarf
long since
uzun zamandır, uzun süreden beri, çoktanberi. Zarf
long song
uzun terane
long splice
uzun ek: iki halatın uzunca birer parçasını üstüste getirip bükerek yapılan düğümsüz ek. İsim
long stock
(US) fiilen elde bulunan değerli kâğıtlar
long stocks
fiilen elde bulundurulan hisse senet dileri İsim
long stocks
(US) fiilen elde bulunan hisse senetleri İsim
long suit
(iskambil) elde fazla sayıda kart tutulan oyun. İsim
long suit
üstün nitelik, seçkinlik, temayüz, temeyyüz: bir kimsenin kendini gösterdiği/sivrildiği/temayüz ettiği
nitelik/eylem/çalışma alanı.
İsim
long sweetening
pekmez, şerbet, tatlı sıvı. İsim
long term-benefit
uzun vadeli menfaat
long ton
1016 kg.'lık ton. İsim
long vac
yaz tatili (üniversite , okul
long vacation
(üniversite/mahkeme) yaz tatili. İsim
long vehicle
uzun araç
long view
uzağı/ilerisini görüş, dûrendişlik, plânlamada ilerideki sonucu düşünebilme.
long wave
uzun dalga
long wave
radyo uzun dalgası İsim
long wearing
dayanıklı
long winded
derin soluklu
long.
= longitude.
So long.
Görüşürüz. Cümle
So long.
Hoşçakal. Cümle
take long views
basiretli davranmak Fiil
the long and long of
işin özü/özeti, hulâsası, aslı, esası.
Ingilizce-Türkçe terim çevirileri: Zargan Ltd.