(birine/bir şeye) bel bağlamak, sonsuz güveni olmak, tamamıyla güvenmek/inanmak/itimat etmek.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        birisine/bir şeye çok güvenmek.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        ümitlerini birine bağlamak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        başkasının fikriyle hareket etmek
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        fikirlerini birine bağımlı yapmak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        rakibini bir nokta da yakalamak ve yenmek
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        rakibini bir noktada yakalamak ve yenmek
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        (a) birisini şiddetle azarlamak, kulağını çekmek, (b) 
 Brit. kulak vermek, dikkatle dinlemek.  
pin  back your ears: dikkatle dinleyin!
                        
                        
                     
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        armadora çeliği, bağlama çubuğu.
                        
                        
                    
                 
                
                
                
                
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        dowel ile ayni anlama gelir. tahta pim/çivi: marangozlukta iki parçayı birbirine tutturmak, kaymalarını 
 önlemek için kullanılır.
                        
                        
                     
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        sprig ile ayni anlama gelir. başsız çivi.
                        
                        
                    
                 
                
                
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        ateşleme iğnesi: ateşli silahlarda füzeye çarpıp mermiyi ateşleyen iğne.
                        
                        
                    
                 
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        saç tokası
                        
İsim, Giyim ve Moda                        
                    
                 
                
                
                
                
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        tertemiz, gıcır gıcır, yepyeni, pırıl pırıl vb. 
 The room was as neat as a new pin: Oda tertemizdi. 
 
 She was as neat as a new pin: Pek şıktı/iki dirhem bir çekirdekti.
                        
                        
                     
                
                
                
                
                
                
                
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        (kadınların süs olarak elbiselerine taktıkları) iğne, broş.
                        
                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        skittle ile ayni anlama gelir. bu oyunda kullanılan kukalardan herbiri.
                        
                        
                    
                 
                
                
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        kişisel kimlik numarası
                        
İsim                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        tanığı olaylara bağlı kalmaya zorlamak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        bir tanığı olaylara bağlı kalmasına zorlamak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        tanığı gerçeklere bağlı kalmaya zorlamak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        birine bir suç isnat etmek
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        lobutçu: bowling oyununda devrilen lobutları dizen ve topu geri atan çocuk.
                        
İsim                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        ıslatılıp toka ile tutturulan saç lülesi.
                        
İsim                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        (a) vaadini tutmaya/belirli bir hareket hattı izlemeye zorlamak/mecbur etmek, (b) açıklamak, açık/vazıh/sarih 
 bir şekilde tanımlamak/belirtmek/karar vermek. 
 The court has found obscenity to pin down as a punishable offence. (c) (bir kimseyi) açıklamaya/ayrıntılarıyla anlatmaya zorlamak. 
 pin someone down to facts: birini gerçeği/vakıaları söylemeye zorlamak. (d) sımsıkı bağlamak/tespit etmek.
                        
                        
                     
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        düşmanın yerini saptamak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        çivi izi: matbaa harflerini kalıptan çıkarırken çivinin harflerde bıraktığı iz.
                        
İsim                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        (küçük masraflar için ayrılan) yedek para.
                        
İsim                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        (erkeğin karısına verdiği) cep harçlığı.
                        
İsim                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        iğneli meşe 
 (Quercus palustris): D ABD'de yetişen dalları uzun ve sarkık bir tür meşe.
                        
İsim                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        fiyat etiketi takmak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        kâğıtları iğne ile tutturmak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        bir şeyin sorumluluğunu birinin üstüne yıkmak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        birini köşeye sıkıştırmak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        birine sözünü tutturmak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        birine sözünü tutturmak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        (birisini) suçlamak, sorumlu tutmak, suçu birisinin üstüne atmak.
                        
                        
                    
                 
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        (kumaşlarda) çok ince çizgi.
                        
İsim                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        çok ince çizgili kumaş veya elbise.
                        
İsim                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        toplu iğne/firkete ile iğnelemek/tutturmak (saçları vb.).
                        
                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        beğenilen sinema oyuncusu
                        
                        
                    
                 
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        saplamalı anahtar, somunların yarığına girecek pimi olan anahtar.
                        
İsim                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        cotter ile ayni anlama gelir. maşalı çivi, maşa, kopilya.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        king pin ekseni
                        
İsim, Ulaşım                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        Bu konuyu şimdilik bir kenara bırakalım.
                        
Cümle                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        Bu konuyu daha sonra konuşalım.
                        
Cümle