borçlarını ödemede güçlük çekmek
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        saçına röfle yaptırmak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        Tam adını koyamıyorum.
                        
Cümle, Deyim                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        Tam nedir bilmiyorum.
                        
Cümle, Deyim                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        Net bir şekilde tanımlayamıyorum.
                        
Cümle, Deyim                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        didinmek, durmadan (gece gündüz) çalışmak/çalabalamak/uğraşmak, didinip durmak. 
 He keeps his nose  to the grindstone and saves as much as possible to buy a new house.
                        
                        
                     
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        (a) üstüne basmak, tam isabet ettirmek, olduğu gibi hatırlamak, göstermek, (b) (isabetle) bulmak, bulup 
 çıkarmak, keşfetmek. 
 I can't quite put my finger on what's wrong with the engine. 
 lay one's finger on the cause: sebebini bulmak, meselenin esasına parmağını basmak.
                        
                        
                     
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        kelleyi koltuğa almak, çok tehlikeli bir işe atılmak.
                        
                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        kulağını bükmek, ikaz etmek, azarlamak, paylamak. flea (3).
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        dostça uyarmak, ihtar etmek, 
 mec. kulağını bükmek. 
 I put a flea in his ear about the next meeting.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        memnun olmadığı halde memnun görünmek
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        bir kimsenin çanına ot tıkamak, işini kösteklemek.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        bütün sermayesini bir işe yatırmak, varını yoğunu tehlikeye atmak.
                        
                        
                    
                 
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        yaşlılık için saklamak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        kitaplarını (dolaba) kaldırmak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        adını listeye koymak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        öncelik sırasında yüksek mertebeye koymak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        birisine olmayacak ümitler vermek.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        askerlik hizmetini yerine getirmek
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        vaktini okuyarak geçirmek
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        = 
 put in one's two cents 
 argo: tartışmada kendi fikrini/düşüncesini ortaya atmak.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        (Br) valize etiket takmak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        valize etiket takmak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        alacaklılarını oyalamak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        bir daveti iptal etmek
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        kişilik giysilerini giymek
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        külahını önüne koymak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        inceden inceye yeniden gözden geçirmek
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        işlerine çekidüzen vermek
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        işlerini hale yola koymak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        kolunu birinin beline dolamak.
                        
                        
                    
                 
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        var kuvvetiyle/bütün gücüyle çalışmak, gayretle işe sarılmak/koyulmak, kendini tamamen işine vermek.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        dişini tırnağına takarak çalışmak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        mümkün olduğu kadar iyi izlenim bırakmak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        (a) iyi tesir bırakmaya çalışmak, iyi tarafını göstermek, (b) hızlı yürümek, acele etmek. 
 It's a long  way to the village, but if you put your best foot forward you'll reach it before the evening. (c) çok gayret sarfetmek, elinden geleni yapmak. 
 You've been so lazy in the past few months, you'll have to put your best foot forward if you want to pass that examination now.
                        
                        
                     
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        hiçbir şey gizlememek, herşeyi olduğu gibi (samimiyetle) açıklamak, gizlisi kapaklısı olmamak.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        kibarlaşmak, edebini takınmak.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        masasını derleyip toplamak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        (birine/bir şeye) bel bağlamak, sonsuz güveni olmak, tamamıyla güvenmek/inanmak/itimat etmek.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        inancını birinin tanıklığına dayandırmak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        dinlenmek, istirahat etmek.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        mali işlerini düzene sokmak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        keşfetmek, teşhis etmek, bulmak, (üstüne) parmak basmak.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        parmağını hassas noktaya basmak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        parmağını birinin zayıf noktasına basmak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        yaraya parmak basmak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        azmetmek, sebat etmek, kararlı/azimli/sebatkâr olmak, kararında durmak, caymamak, ayak diremek. (b) 
 Brit.-argo  (otomobili) çok hızlı sürmek.
                        
                        
                     
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        pot kırmak, gaf yapmak, çam devirmek.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        pot kırmak, gaf yapmak, çam devirmek.
                        
                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        birini uyarmak/ikaz etmek.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        (kız) saçlarını topuz yapmak.
                        
                        
                    
                 
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        elini (para için) cebine atmak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                
                
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        kelleyi koltuğa almak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        evlilik ağına düşmek
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        bütün varlığını işine adamak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        bir işe canla başla sarılmak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        topal atla yarışa çıkmak.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        parasını faize yatırmak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        düşüncelerini eyleme döndürmek
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        adını listeye koymak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        adını listeye koymak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        istenilmediği yerde işe karışmak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        ilkin kendi işlerine bir çekidüzen vermek
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        bir sözcüğün üzerini çizerek silmek
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        bir şirkete kendi damgasını basmak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        parasını birinin emrinde bulundurmak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        bismillah deyip işe başlamak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        bir belgeye mührünü basmak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        her şeyine bahse girmek
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        (yarışta) bütün parasını bir at üzerine koyarak bahse girmek.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        tek bir darbe ile başarıyı elde etmeye çalışmak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        büyük gayret sarfetmek, (işe) dört elle sarılmak.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        çalışmaya koyulmak, birisine yardıma koşmak
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        bir senede imza atmak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        imzasını bir belgeye koymak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        imzasını bir vasiyetnameye atmak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        derin düşünmek, düşüncelere/tefekküre dalmak.
                        
                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        bütün takatını tüketmek
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        birini (oyunda) cebinden çıkarmak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        birini vasiyetinde düşünmek
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        birinin canını sıkmak, bizar etmek, kızdırmak. 
 He always puts my back up by making those silly jokes.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        kızdırmak, öfkelendirmek.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        (a) ayağını kaydırmak, pabucunu dama at(tır)mak, burnunu/gururunu kırmak, (b) birinin ümitlerini kırmak, 
 plânlarını akamete uğratmak.
                        
                        
                     
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        birinin pabucunu dama at(tır)mak, burnunu kırmak, ilgiyi kendi üzerinde toplayıp birini kıskandırmak. 
 
 His nose was put out of joint: Burnu kırıldı; pabucu dama atıldı.
                        
                        
                     
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        birisinin ocağını söndürmek/teşebbüsünü akamete uğratmak.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        yaşlılığı için biriktirmek
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        unut(tur)mak, aklından çıkarmak.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        bir şeyi kafasından atmak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        bir şeyi birinin ulaşamayacağı yere koymak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        yanaklarını pembeleştirmek, sağlığına kavuşturmak. 
 The fresh air will soon put the roses in your cheeks.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        yeteneklerini/nelere muktedir olduğunu göstermek. 
 Many different problems put the new Prime Minister  through his paces in the first months of his term: İktidara gelişinin ilk aylarında karşılaştığı çeşitli sorunlar yeni Başbakanın yeteneklerinin göstermesine vesile oldu.
                        
                        
                     
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        satış fiyatlarını koymak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        muayenehanesini açmak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        (a) dükkânı kapatmak, (b) bir girişimden vazgeçmek.
                        
                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        (a) birisine akıl öğretmek, ne söylemesi gerektiğini öğretmek, (b) uydurup birisinin ağzından konuşmak, 
 birisine söylemediği sözleri atfetmek.
                        
                        
                     
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        kızmak, canı sıkılmak, tepesi atmak, küplere binmek. 
 She gets her back up whenever her younger brother  makes fun of her dates.
                        
                        
                     
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        (başkasının işine) burnunu sokmak, (istenilmeden) işe karışmak, yersiz müdahalede bulunmak. 
 He always  puts his oar in my business.
                        
                        
                     
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        bir işe gayretle girişmek.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        işini düzene sokmak/yoluna koymak/düzeltmek.
                        
                        
                    
                 
                
                
                
                
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        talepleri eşit kılmak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        satma opsiyonunun geçerli olduğu dönem
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        hapishaneye göndermek
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        belirli bir tarihe kadar belirli bir fiyattan belirli bir miktar hisse senedini satma hakkını veren sözleşme
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        tahvil sahibinin tahvili vadesinden önce itfa etme hakkı
                        
                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        ya da ondan önce anlaşmaya varılmış fiyat üzerinden hisse senetleri ve emtialar satma opsiyonu