burnu bile kanamamak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        sonunda bizim dediğimize geldi
                        
                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        O senin eline su dökemez.
                        
Cümle                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        milletvekili sıfat ıyla kovuşturulmadan muaf tutulmasını istedi
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        ona bakmaya tahammül edemiyordu
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        Karavanaya attı/isabet ettiremedi/boşa salladı.
                        
                        
                    
                 
                
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        Onun dünyadan haberi yok/Elifi görse mertek sanır/Kara cahilin biridir/Hiçbir şey bilmez/Şapı görse şeker sanır.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        aklı başında değil, bunak, aptal, budala.
                        
                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        birkaç sıyrıkla paçasını kurtardı
                        
                        
                    
                 
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        ona davetkâr bir bakış fırlattı
                        
                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        tıraş olurken çenesini kesmek
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        eldivenlerini giymek mişti
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        kabul etmekten başka çaresi yoktu
                        
                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        kendisine bir iş teklif edildi
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        Yine her zamanki marifetini yaptı.
                        
                        
                    
                 
                
                
                
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        Meteliğe kurşun atıyor, meteliği/beş parası yok.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        Meteliğe kurşun atıyor, meteliği/beş parası yok.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        kendi canını acıtmak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        (hastalıktan) ayağa kalktı
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        onun adına hareket ediyor
                        
                        
                    
                 
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        sahtekârlıktan uluslararası tutuklama emri var
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        beni görmeyi kafa sına koymuş
                        
                        
                    
                 
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        İşi ciddiye almıyor/umurunda değil/işin alayında.
                        
                        
                    
                 
                
                
                
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        Amerikalı kim, o kim! (Ne münasebet, o Amerikalı değildir).
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        fiillerinden sorumlu değil
                        
                        
                    
                 
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        Taşrada /şehir dışındadır.
                        
                        
                    
                 
                
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        (Br) ister istemez yapacaktı
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        O ne kurnazdır/ne hinoğlu hindir!
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        anasının gözüdür, hinoğlu hindir.
                        
                        
                    
                 
                
                
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        kimsenin eşlik etmemesini şart koştu
                        
                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        kalabalıkta kendine yol açmak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        (a) İyi kürek çeker, (b) görevini iyi/hakkıyla yapar.
                        
                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        ağır tazminata mahkûm oldu
                        
                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        kahramanlık nişanıyla taltif edildi
                        
                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        ezici bir çoğunlukla seçildi
                        
                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        Tam zamanında yetişti. 
 You know, none better, how poor I am: Ne kadar fakir olduğumu siz herkesten iyi bilirsiniz.
                        
                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        bana karşı soğuk davrandı
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        çok ısrar etti reddedemedim
                        
                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        Son gülen iyi güler.
                        
Cümle                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        İddia ediyor ki. 
 As Plato has it: Eflâtunun dediği gibi.  
Rumor has it that the government will  fall: Söylentiye göre hükümet düşecek.
                        
                        
                     
                
                
                
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        he has. 
 he's got two cars.
                        
                        
                    
                 
                
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        Kendi başına buyruktur, kimseyi dinlemez.
                        
                        
                    
                 
                
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        Artık fazla oluyor, haddini aşıyor. 
 That's the limit! Bu kadar olur! Bu kadarı da fazla! Herşeyin 
 bir haddi var! Çekilir şey değil! Bundan fazlasına müsaade edemem. 
 within a two-mile limit: iki mil içinde. 
 on/off limits 
 ask. girilir/girilemez.
                        
                        
                     
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        O ne kurnazdır/ne hinoğlu hindir!
                        
                        
                    
                 
                
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        alabildiğine koşarak, bütün hızı ile.
                        
                        
                    
                 
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        acayip, öyle mi dedi? acayip
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        sahi mi? ne diyorsun? bak hele! 
 “He said you were crazy.” “ Did he, though ”: Senin için delidir 
 dedi.” “Bak yediği naneye!”
                        
                        
                     
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        bir kimseye gerekli şeyleri sağlamak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        entitled bir işçiye hakkı olan ihbar önelini vermek
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        işçiye hakkı olan ihbar önelini vermek
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        Yüz verince astarını ister.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        birini çocukluğundan beri tanımak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        düşkünezenlik etmek, düşene bir tekme de kendisi vurmak. 
 Kick him down: Vur abalıya!
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        acaba niye gecikti diyordum ?
                        
                        
                    
                 
                
                
                
                
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        gitme telaşı içinde kalemini unuttu
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        trene yetişmek için acelesinden şapkasını takside unuttu
                        
                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        en iyisi istifa etmek olurdu
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        düşmüş birine tekme atmak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        birinin karşı karşıya olduğu tehlikeleri gözü önüne koymak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        birini istediğini yapmaya bırakmak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        bayılmıştı , şimdi açılmak lıyor
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        birine sözünü tutturmak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        varıni yoğunu sarfetmek
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        Köpeği an, taşı hazırla (Kendinden bahsedilirken çıkagelen biri hakkında söylenir).
                        
Sıfat                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        Bu adamın zor tarafı dikkafalı olmasıdır.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        hele bir … yapsın da görsün, haddine mi düşmüş (şiddetle red/uyuşmazlık ifade eder). 
 “Jo says he'll  go to town.” “The hell he will!” “Jo şehre gideceğini söylüyor.” “Hele bir gitsin de görsün! = Hele gitsin, ben ona gösteririm! = Haddine mi düşmüş gitmek!”
                        
                        
                     
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        Nasıl bir tepki göstereceğini bilmek imkansız.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        Nasıl bir tepki göstereceği bilinmez.
                        
                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        Ne yapacağını bilmek imkansız.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        Ne zaman döneceğini bilmek imkansız.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        Ne zaman döneceği bilinmez.
                        
                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        Nereye gittiğini bilmek imkansız.
                        
                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        .. ile kendini avutmak uyor
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        zor durumda bulunmak, müşkülâta saplanmak.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        kendisinden söz edilirken çıkagelen kişi için kullanılır
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        ~ ne almak ~den atlamak ~ de bıçak vardı ~ nde durmak ~ ne düşmek ~ nde ka