(a) başarmak, tamamlamak, icra/ifa etmek, yerine getirmek, tutmak. 
 to carry out a plan/order/duty.  
 to carry out a promise: vaadini tutmak. (b) uygulamak, tatbik etmek, sonuna kadar takip etmek, mevkii icraya koymak. 
 He carried out his threat to kill the enemy.