ata binmiş/binerek.
The king was ahorse: Kral ata binmişti.
to escape ahorse: Ata binerek kaçmak.
kurtlar kadar aç Sıfat
kurtlar gibi aç Sıfat
bir ata oynamak Fiil
attan anlamak Fiil
Beleş atın dişine bakılmaz. Cümle
oburca /domuz gibi yemek, tıkınmak.
oburca yemek, tıkınmak.
(a) boşuna/beyhude uğraşmak, vakit kaybetmek, boşuna gayret sarfetmek, akıntıya kürek çekmek, (b) bilinen
bir şeyi tekrarlayıp durmak, boşuna nefes tüketmek, malûmu ilâma çalışmak, (c) bayatlamış/unutulmuş bir konuya dikkati çekmeye çalışmak.
hiç kimseyi ilgilendirmeyen konu ile meşgul olmak.
ilkel şaka yapmak Fiil
koşmak Fiil
büsbütün/tamamıyla başka bir şey/konu/mesele.
bir at üzerine filan miktar oynamak Fiil
kılı kırk yarmak, hediyede kusur aramak.
Don't look a gift horse in the mouth: Beleş atın dişine
bakılmaz (Hediyede kusur aranmaz).
hediye edilen atın dişine bakmak, hediyeyi beğenmemek, bulup da bunamak.
her şeyini bir ata yatırmak Fiil
şahlandırmak Fiil
birini kukla olarak öne sürmek Fiil
hediyede kusur aranmaz
beyaz atlı prens
topal atla yarışa çıkmak.
(yarışta) bütün parasını bir at üzerine koyarak bahse girmek.
eşek gibi çalışmak.