İngilizce - Türkçe Sözlük | İngilizce

pass off one's goods as those of another make

(US) kendi mallarını başka markalı mal diye yutturmak Fiil

turn over one's apprentice to another master

birinin çırağını başka birine devretmek Fiil

(disease) to spread from one to another

geçmek Fiil

(politics) to defect from one country to another

bir ülkeden kaçıp bir başkasına sığınmak Fiil

(river) to flow into another

kavuşmak Fiil

(road) to join another

kavuşmak Fiil

act one person against another

fitne sokmak Fiil

act treacherously (toward another

hainlik etmek Fiil

act with extreme punctiliousness towards one another

birbirine çok kibar davranmak Fiil

adhere one thing to another

yapıştırmak Fiil

aid one another

yardımlaşmak Fiil

ask me another

zerre kadar fikrim yok.

assist one another

birbirine yardım etmek Fiil

be complementary to one another

tamamlayıcı olmak Fiil

be cursed (by another

bedduasını almak Fiil

be replaced by another

değişmek Fiil

be separated from one another

açılmak Fiil

break up with one another

bozuşmak Fiil

change from one lane to another

bir şeritten diğerine geçmek Fiil

change places with another

biriyle yer değiştirmek Fiil

collide with one another

çakışmak Fiil

communicate with one another

haberleşmek Fiil

compare one thing with another

oranlamak Fiil

conclude an agreement with one another

ahitleşmek Fiil

concomitancy between one crime and another

bir suçun bir diğer suçla aynı anda yer alması

draw one thing near another

yaklaştırmak Fiil

equate one thing with another

özdeşleştirmek Fiil

facing one another

karşılıklı

fade one scene into another

bir sahneyi bir başka sahneye dönüştürmek Fiil

find in one way or another

bulup buluşturmak Fiil

fit into one another

çatışmak Fiil

follow the example of another

iz inden yürümek Fiil

from one generation to another

kuşaktan kuşağa Zarf

from one place to another

bir yerden bir yere Zarf

from one side to another

karşıdan karşıya

give something preference over another

bir şeyi başka bir şeye tercih etmek Fiil

have one person race against another

yarıştırmak Fiil

have someone escort another

koşmak Fiil

have someone spy on another

gözetletmek Fiil

hear regularly from one another

biriyle olan teması kaybetmemek Fiil

helping one another

yardımlaşma

hinge on another

talik etmek Fiil

incite someone against another

fit sokmak Fiil

incorporate a state into another

bir devleti bir başkasına katmak Fiil

incorporate a state into another

bir devleti bir başkasıyla birleştirmek Fiil

incorporate one bank with another

bir bankayı bir başka banka ile birleştirmek (füzyon

introduce one topic alongside another

karıştırmak Fiil

joke with one another

şakalaşmak Fiil

jump from one subject to another

bir konudan bir konuya atlamak Fiil

keep one subject distinct from another

bir konuyu ötekinden ayrı tutmak Fiil

kiss one another

öpüşmek Fiil

kissing one another

öpüşme

know one another

tanışmak Fiil

lean on or against another

yaslanmak Fiil

leap from one topic to another

bir konudan diğerine sıçramak Fiil

look at one another

bakışmak Fiil

make one thing go with another

yaraştırmak Fiil

make peace with one another

barışmak Fiil

make signs to one another

işaretleşmek Fiil

mistaking one thing for another

halt

moving from one place to another

taşınma

one after another

birer birer, birbiri ardından/ardınca, birbiri peşinden.

one another

birbirini, birbirine.
Love one another: Birbirinizi seviniz.
Help one another: Birbirinize yardım ediniz.

one another

birbirni.
They love one another: Birbirlerini seviyorlar.

one another

herbiri, birbir(ler)i(ni).
They struck at one another: Birbirlerine vurdular.
They were in

one another's way: Birbirlerinin yolu üzerinde idiler.

Zamir

one way or another

şu veya bu şekilde Zarf

one way or another

öyle veya böyle Zarf

pit against one another

birbirine karşı kışkırtmak Fiil

play with one another

oynaşmak Fiil

power to act for or represent another

vekillik

prefer one creditor over another

bir alacaklıyı bir başka alacaklıya tercih etmek Fiil

presence (of another

huzur

presume a fact from another

bir gerçeği bir başka gerçekten çıkarmak Fiil

push one another

itişmek Fiil

race or strain as another

soydaşlık

receive (good , evil , help) from another

görmek Fiil

replace one book against another

bir kitabı bir başkasıyla değiş tokuş etmek Fiil

rush from one place to another

koşuşturmak Fiil

sb of the same line or race as another

soydaş

separate from one another

ayrılmak Fiil

set (one person) against another

fitlemek Fiil

set one person to another

kurmak Fiil

sponge on another

haraç çı yemek Fiil

stick one thing onto another

yapıştırmak Fiil

subrogate someone on the place of another

birini başkasının yerine geçirmek Fiil

subrogate someone to the rights of another

birine bir başkasının haklarını devretmek Fiil

substituting (one thing for another

kavanço (argo)

such another

aynı türden bir tane daha

take passengers from one class to another

yolcuları bir mevkiden bir başka mevkiye aktarmak Fiil

taking one thing for another

bir şeyi başka bir şeyle karıştırma

taking one thing with another

her husus gözönüne alındığı takdirde.

taking one year with another

yılda ortalama.

the affinity of one thing to another

bir şeyin başka bir şeye benzerliği

to transport from one place to another

taşıma

touch (one thing) (to another

değdirmek Fiil

transport something from one place to another

taşımak Fiil

tumble over one another

üşüşmek, birbirinin üstüne binmek.
People tumbled over each other to buy the papers: Halk gazetelere

üşüştü = gazeteler kapışıldı.

understand another

bir başkasını anlamak Fiil

unite one country with another

bir ülkeyi bir diğeriyle birleştirmek Fiil

vary from one ... to another

...'den ...'ye değişmek Fiil

you're another

yok yahu

you're another

Al sana

absorb another company

bir başka şirketi kendi içine almak Fiil

annex another company

başka bir şirketi katmak Fiil

appeal to another court

başka bir mahkemeye başvurmak Fiil

apply another standard

başka bir standart uygulamak Fiil

assume (the) responsibility for another's debts

başkasının borçlarını üstlenmek Fiil

bad luck caused by another's envy

göz

be in another man's shoes

başkasının yerinde olmak Fiil

be in another's shoes

başkasının yerinde/durumunda olmak.
I'm glad I'm not in his shoes just now: Şu anda onun yerinde olmadığıma memnunum!

be incorporated in another firm

başka bir firmaya katılarak onunla bir olmak Fiil

be of another paste

başka bir hamurdan olmak Fiil

be susceptible of another interpretation

başka bir yoruma da açık olmak Fiil

be the instrument of another's crime

başka birinin suçunun aleti olmak Fiil

be tied up with another company

başka bir şirketle bağlantılı olmak Fiil

catch up with another car

başka bir arabaya yetişmek Fiil

close the balance of an account into another account

bir hesabın bakiyesini başka bir hesaba devretmek Fiil

consult to appeal to another court

başka bir mahkemeye başvurmak Fiil

continue at school for another year

okulda bir yıl daha derslere devam etmek Fiil

convert a fund to another purpose

fonu başka bir amaca tahsis etmek Fiil

crime involving another crime

müteselsil suç

cut one another's throat

birbirinin iflâsına sebep olacak derecede rekabete girişmek.

dance another time

başka hava çalmak Fiil

discharging another from debt

ibra

do everything another person asks for

bir sözünü iki etmemek Fiil

enter upon another term of office

yeni bir görev dönemine başlamak Fiil

fall under another category

başka bir sınıfa girmek Fiil

gain a foothold in another industry

başka bir sanayi dalında tutunmak Fiil

gain a foothold in another industry

başka bir endüstriye el atmak Fiil

give another turn to the screw

biraz daha sıkıştırmak.

have another go

bir kez daha denemek Fiil

have knowledge of another's peril

bir başkasının içinde bulunduğu tehlikeden haberdar olmak Fiil

have one person drive another away

kovdurmak Fiil

horse of another color

büsbütün/tamamıyla başka bir şey/konu/mesele.

imagine oneself in another's position

kendini başka birinin mevkiinde farz etmek Fiil

imagine oneself in another's position

kendini başka birinin mevkinde farzetmek Fiil

invade another person's rights

başkalarının haklarına tecavüz etmek Fiil

lie based upon another lie

katmerli yalan

live to see another day

bir durumu sağ salim atlatmak Fiil

live to see another day

bir zorluğu atlatmak Fiil

live to see another day

bir zorluğun üstesinden gelmek Fiil

look at one another like stuck pigs

birbirine şaşkın şaşkın bakmak Fiil

make another attempt

yeni bir teşebbüste bulunmak Fiil

make another attempt

yeni bir girişimde bulunmak Fiil

make something touch another thing

dokundurmak Fiil

man of another paste

başka bir hamurdan olan kişi

match someone with another in wrestling

güreştirmek Fiil

move a plant to another localy

fabrikayı başka bir semte taşımak Fiil

move the plant to another locality

fabrikayı başka bir yere taşımak Fiil

move to another place

nakletmek Fiil

move to another seat

başka bir yere geçmek Fiil

moving something from one place to another place

nakil

moving to another climate for medical reasons

hava değişimi

not to overlook another's fault

göz yummamak

obstruct another car

bir başka arabanın hareket etmesini engellemek Fiil

obstruction of another car

başka bir arabanın hareket etmesine engel olma

obstruction of another car

bir başka arabanın hareket etmesine engel olma

offer another job in substitution

yerine başka iş teklif etmek Fiil

offer another job in substitution

yerine başka bir iş teklif etmek Fiil

On another note,

Bu arada,

one opening into another room

içten içe

One thing led to another.

Olaylar hızla gelişti.

part and parcel of another piece

bir başka parçanın tamamlayıcı parçası İsim

pass from one to another through heredity

geçmek Fiil

pass to another place

intikal etmek Fiil

play into one another's hand

biriyle işbirliği ederek bir işin onun eline geçmesine yardım etmek Fiil

plea of another action

aynı taraflar arasında ve aynı konuda başka bir davanın derdest olduğu defi

plea of another action pending

aynı taraflar arasında ve aynı konuda başka bir davanın derdest olduğu defi

proceed to another subject

başka bir konuya geçmek Fiil

pry into another's affairs

başkalarının işlerine burnunu sokmak Fiil

put another construction on sb's words

birinin sözlerini tevil etmek Fiil

put another way

başka bir ifadeyle Zarf

Put another way,

Başka bir deyişle,

refine upon another's invention

bir başkasının buluşunu mükemmelleştirmek Fiil

sing another tune

başka bir hava çalmak Fiil

step into another's shoes

birinin yerine geçmek/yerini almak.

sth entrusted to another for safekeeping

vedia

suffer for (what another has done

ceremesini çekmek Fiil

switch the talk to another topic

konuşma konusunu değiştirmek Fiil

threaten another's livelihood

ekmeğiyle oynamak Fiil

to put it another way

bir başka deyişle Zarf

to put it another way

bir başka ifadeyle Zarf

to put it another way

başka bir deyişle Zarf

to put it another way

başka bir ifadeyle Zarf

trans s hip to another vessel

başka bir tekneye aktarmak Fiil

transfer into another account

başka bir hesaba nakil

transfer of a case to another court

davanın başka bir mahkemeye havalesi

transfer to another account

başka bir hesaba nakil

tranship to another vessel

başka bir tekneye aktarmak Fiil

try another course

başka bir yol denemek Fiil

try another tack

başka bir çareye/tedbire başvurmak.

try to steal another's job

ekmeğine göz koymak Fiil

turn in another strong performance

(borsa) yeni canlılık getirmek Fiil

turn over an apprentice to another master

bir çırağı başka bir ustaya devretmek Fiil

turn to another subject

başka bir konuya geçmek Fiil

understand one another/ each other

anlaşmak, birbirini anlamak.

wear quite another aspect

bambaşka bir vecheye bürünmek Fiil

another

İngilizce-Türkçe

Terimler/Kalıplar

Ingilizce-Türkçe Çeviri

Ingilizce-Türkçe Ilgili Terimler