dedikodu yaymak/çıkarmak, aleyhte konuşmak. 
 Stop dishing the dirt: Dedikoduyu bırak!
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        bir kimseye çok kötü davranmak.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        tükürdüğünü yalamak, tarziye vermeye mecbur olmak.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        aşağıdan almak, hakarete karşılık vermemek, kötü muameleye dayanmak/ses çıkarmamak.
                        
                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        burnunu yere sürtmek zorunda kalmak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        yere kapanmak, (ateşten korunmak için) kendini yere atmak.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        (düşman ateşinden korunmak için) yere yatmak, kendini yere atmak. 
 We hit the dirt the moment we heard the machine gun fire.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        (tren) kömür küreklemek
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        (a) değerli maden/altın cevheri, (b) iyi sonuç veren yöntem/sistem, değerli keşif. 
 hit/strike the  pay dirt: cevher keşfetmek, altın madeni bulmak, turnayı gözünden vurmak, başına devlet kuşu konmak.
                        
                        
                     
                
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        birine köpek muamelesi yapmak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        sudan ucuz, çok ucuz. 
 That dress was dirt cheap in the other store, I wish I'd bought it there.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        çiftlik (bir kimsenin öz malı olan çiftlik). 
 dirt farmer: çiftçi. 
 dirt farming: çiftçilik.
                        
İsim                        
                    
                 
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        merkez bankası kendi parasını korumak amacıyla piyasaya müdahaleye devam eder
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        kısmet yönetilen oynak döviz kuru
                        
                        
                    
                 
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        çok fakir/yoksul, bir lokma ekmeğe muhtaç.
                        
Sıfat                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        kirlenmez
                        
Sıfat, Tekstil Sanayii                        
                    
                 
                
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        sudan ucuza mal satmak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        Çamur at, izi kalsın.
                        
Cümle, Deyim