Ingilizce-Türkçe Çeviri

  1. her.
    each person: herkes, her şahıs.
    each student: her öğrenci.
    each day: her gün.

    each of us: her birimiz.
  2. herbir(i), herkes.
    We each earn $10 = We earn $10 each: Herbirimiz 10 dolar kazanırız.
    each
    went his way: Herkes kendi yoluna gitti.
    each one of us: herbirimiz.
    each of one you: herbiriniz.
    each one of them: onların herbiri.
  3. herbiri, beheri, -başına.
    Three groups of ten men each: Onar kişilik üç grup.
    The tickets are
    $5 each: Biletler 5 dolardır (biletlerin herbiri 5 dolardır.

    NOT
    : EACH ve
    EVERY eş anlamlı sıfatlardır.
    EACH, adıl olarak hullanıldığı zaman tümcenin fiili tekil olmalıdır:
    Each of the houses is painted a different color. Each of the boys has his own job.
Ingilizce-Türkçe çeviriler: Atalay Sözlügü, 1. Basim

Ingilizce-Türkçe Ilgili Terimler

pay one's rent at the end of each quarter
kirayı her üç aylık dönem sonunda ödemek Fiil
save half of one's salary each month
her ay maaşının yarısını tasarruf etmek Fiil
set a tenth of one's salary each month
her ay maaşının onda birini bir kenara koymak Fiil
a half each
yarımşar
eight each
sekizer
eighty each
seksener
fifty each
ellişer
five each
beşer
for each
beher
forty to each
kırkar
four each
dörder
how much each
kaçar
nine each
dokuzar
one each
birer
seven each
yedişer
ten each
onar
thirty each
otuzar
thousand each
biner
to each
beher
two each
ikişer
each and all of
her birimiz
each and every one of us
her birimiz
each line
satır satır
each of us
her birimiz
each one
her biri
each one
beheri
each one of us
her birimiz
each other
birbiri(ni), bir ötekini, yekdiğerini.
They love each other: Birbirlerini seviyorlar.
They
kissed each other: Öpüştüler (birbirlerini öptüler).
They are separated from each other: Birbirlerinden ayrıldılar.
each piece for a dollar
tanesi bir dolara
each succeeding year
her izleyen yıl
each time
her sefer Zarf
each time
her seferinde Zarf
each time
her defasında Zarf
each time
her defa Zarf
Each to his own.
Herkesin zevki kendine., Zevkler ve renkler tartışılmaz. Cümle, Deyim
Each to their own.
Herkesin zevki kendine., Zevkler ve renkler tartışılmaz. Cümle, Deyim
each way
üçlü bahis: yarışta bahse girilen at veya köpek 1, 2 veya 3'üncü geldiğinde kazanılan bir bahis.
I
put $10 each way on Red Rum, so I won some money though he came second.
Zarf
(accounts) to settle with each other
takas etmek Fiil
(dogs) to snarl at each other
hırlaşmak Fiil
(sports) to pass the ball to each other
paslaşmak Fiil
agree with each other
antant kalmak Fiil
aid each other
yardımlaşmak Fiil
angry with each other
kavgalı
assume a specific amount of each loss
her bir zararın belli bir miktarını üstlenmek Fiil
be acquainted with each other
tanışmak Fiil
be at each other's throat
boğuşmak Fiil
be at each other's throats
gırtlaklaşmak Fiil
be friendly with each other
hoşlaşmak Fiil
be hundreds of dollars out of pocket each year
her yıl yüzlerce dolar cepten eklemek Fiil
be nearer the bull's eye at each shot
her bir atışta on ikiye daha yaklaşmak Fiil
be on familiar terms with each other
senlibenli olmak Fiil
be unable to defeat each other
yenişememek Fiil
be very friendly with each other
yağlı yağlı ballı olmak Fiil
become strangers to each other
yabancılaşmak Fiil
begin to fight or wrestle with each other
kapışmak Fiil
behave stubbornly towards each other
inatlaşmak Fiil
bet with each other
kırışmak Fiil
cancel each other
birbirini iptal etmek Fiil
caressing each ohter
sevişme
cause (people , animals) to fight each other
vuruşturmak Fiil
cause things to become closer to each other
yakınlaştırmak Fiil
chance upon each other
rastlaşmak Fiil
compensate each other
birbirine karşılıklı tazminat vermek Fiil
counterbalance each other
birbirini itfa etmek Fiil
discover that they have met each other before
tanıdık çıkmak Fiil
discover that they met each other before
tanışık çıkmak Fiil
drawn-up alongside each other
yanaşık
embrace each other
sarılışmak Fiil
embrace or hug each other
kucaklaşmak Fiil
exchange offices with each other
becayiş etmek Fiil
facing each other
karşı karşıya
fall foul of each other
saç saça baş başa gelmek Fiil
fall into disagreement with each other
ihtilafa düşmek Fiil
fall over each other for a new book
yeni bir kitabı kapışmak Fiil
fight each other
vuruşmak Fiil
fight violently with each other
boğazlaşmak Fiil
flirt with each other in a lively way
fıkırdaşmak Fiil
get a rake-off on each sale
her satıştan komisyon almak Fiil
get cross with each other
küsüşmek Fiil
give each other written certification
senetleşmek Fiil
greet each other
selamlaşmak Fiil
help each other
sırt sırta vermek Fiil
in each specific case
her belirli vaka için
incite people to fight or fussle with each other
kapıştırmak Fiil
indent the first line of each paragraph
bir paragrafın birinci satırını içerlek yazmak Fiil
influence each other
etkileşmek Fiil
irritate each other
sürtüşmek Fiil
jostle each other
birbirini itip kakmak Fiil
kid each other (good naturedly
takışmak Fiil
kill each other
kırışmak Fiil
kiss and fondle each other
koklaşmak Fiil
laugh at each other
gülüşmek Fiil
love each other
sevişmek Fiil
meet each other
karşılaşmak Fiil
opposite to each other
karşı karşıya
pass each other frequently in the streets
yolda sık sık karşılaşmak Fiil
pay hundred dollars out of pocket each year
her yıl yüzlerce dolar cepten eklemek Fiil
pick on each other
didişmek Fiil
pit (fighters , animals) against each other
dövüştürmek Fiil
portion accruing to each heir
her bir mirasçıya düşen kısım
portion accruing to each heir
her bir mirasçıya düşen pay
post each entry singly
her bir kalemi ayrı ayrı hesaba geçirmek Fiil
Price each:
Birim Fiyatı: İsim, Ticaret
promise each other
sözleşmek Fiil
push and shove each other
kakışmak Fiil
put a price on each article
her bir malın üzerine bir fiyat koymak Fiil
put a price on each article
her malın üzerine bir fiyat koymak Fiil
quarrel with each other
kavgalaşmak Fiil
quarrel with each other
birbiriyle çekişmek Fiil
quarrel with each other (verbally
takışmak Fiil
race against each other
yarışmak Fiil
rail vehemently at each other
hırlaşmak Fiil
react on each other
birbiriyle reaksiyona girmek Fiil
remit money home each month
her ay eve para havale etmek Fiil
resemble each other
benzeşmek Fiil
rub against each other
sürtüşmek Fiil
run foul of each other
(gemi) çarpışmak Fiil
run foul of each other
(gemiler) çarpışmak Fiil
say farewell to each other
vedalaşmak Fiil
saying farewell to each other
vedalaşma
see each other
görüşmek Fiil
send goods each month
her ay mal göndermek Fiil
set people against each other
fesat çıkarmak Fiil
settle (financial) accounts with each other
ödeşmek Fiil
settle accounts with each other
sayışmak Fiil
settle outstanding accounts with each other
hesaplaşmak Fiil
settling (accounts) with each other
takas
slapping and cuffing each other
sille tokat
smash into each other
gümbürtüyle çarpışmak Fiil
sniff each other
koklaşmak Fiil
sports to play each other
karşılaşmak Fiil
spread or smear something on each other
sürüşmek Fiil
succeed or follow each other without interruption
teselsül etmek Fiil
support each other
sırt sırta vermek Fiil
swear at each other
sövüşmek Fiil
take an immediate likewise (for) to each other
birbiriyle hemen kaynaşmak Fiil
talk informally with each other
söyleşmek Fiil
talk with each other
konuşmak Fiil
tease each other
takışmak Fiil
to give each other the glad eye
paslaşmak (argo) Fiil
touch each other
(devletler) ortak sorunları olmak Fiil
tread on each other's heels
(olaylar) birbirini izlemek Fiil
turn against each other
birbirine girmek Fiil
understand each other
anlaşmak Fiil
understand one another/ each other
anlaşmak, birbirini anlamak.
value each object
her bir nesneye değer biçmek Fiil
visit each other
görüşmek Fiil
with each passing day
her geçen gün Zarf
write to each other
yazışmak Fiil
Ingilizce-Türkçe terim çevirileri: Zargan Ltd.