daha çok ya da hızlı çalışmak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        bir şeyin girdisini çıktısını bilmek
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        bir şeyi çok iyi bilmek
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        bir işin ehli olmak, künhüne vakıf olmak, girdisini çiktısını bilmek.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        Tam adını koyamıyorum.
                        
Cümle, Deyim                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        Tam nedir bilmiyorum.
                        
Cümle, Deyim                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        Net bir şekilde tanımlayamıyorum.
                        
Cümle, Deyim                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        (a) üstüne basmak, tam isabet ettirmek, olduğu gibi hatırlamak, göstermek, (b) (isabetle) bulmak, bulup 
 çıkarmak, keşfetmek. 
 I can't quite put my finger on what's wrong with the engine. 
 lay one's finger on the cause: sebebini bulmak, meselenin esasına parmağını basmak.
                        
                        
                     
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        birini parmağıyla göstermek
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        keşfetmek, teşhis etmek, bulmak, (üstüne) parmak basmak.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        parmağını hassas noktaya basmak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        parmağını birinin zayıf noktasına basmak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        yaraya parmak basmak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        parmağı tetikte olmak ; tetiği çekmek ; eli tetikte ; hazırcevap ; kafası çabuk işler .
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        parmağında/parmağının ucunda oynatmak, her istediğini/dediğini yaptırmak. 
 She can twist her father round her little finger.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        birini (küçük) parmağında oynatmak.
                        
                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        birini parmağında oynatmak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        birini parmağının ucunda oynatmak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        birisini parmağında oynatmak, ona her istediğini yaptırmak.
                        
                        
                    
                 
                
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        parmağı iltihaplanmak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        index ile ayni anlama gelir. işaret parmağı, şahadet parmağı.
                        
                        
                    
                 
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        dokunmamak, ilişmemek, kendi haline bırakmak, kılı kıpırdamamak, ilgilenmemek.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        parmağını oynatmamak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        imdadına koşmak, yardıma çalışmak. 
 He was the only one who lifted a finger to save the child.
                        
                        
                    
                 
                
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        tetik çeken parmak, işaret parmağı.
                        
                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        (sağır ve dilsizlerin) parmak lisanı.
                        
İsim                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        (sofrada) el tası: parmak yıkamak için içine su konulan kap.
                        
İsim                        
                    
                 
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        (nefesli sazlarda) parmak deliği.
                        
İsim                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        (telefon kadranında, yuvarlama topunda vb.) tutamak, parmak oyuğu.
                        
İsim                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        sağırların kullanığı parmak işaretleri ile konuşulan dil
                        
                        
                    
                 
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        bir nükleer savaş çıkartmaya hazır
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        parmak boyası, çocukların parmakla resim yapması için peltemsi boya.
                        
İsim                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        parmakla (boyalı) resim yapma.
                        
İsim                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        parmak boyası ile yapılmış resim.
                        
İsim                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        elleme levhası: kapı vb.'de el sürülen yerin kirlenmemesi için konulan madenî/plastik/cam levha.
                        
İsim                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        parmak şeklinde işaret levhası.
                        
İsim                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        (birşeyin anlaşılmasını sağlayan) kılavuz, rehber.
                        
İsim                        
                    
                 
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        parmak oksimetresi
                        
İsim, Sağlık Cihazları                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        parmaktan oksijen ölçer
                        
İsim, Sağlık Cihazları                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        parmak tipi oksimetre
                        
İsim, Sağlık Cihazları                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        pulse oksimetre
                        
İsim, Sağlık Cihazları                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        birinin parasını çalmak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        (parmakla yapılan) saç ondülesi.
                        
İsim                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        sapına kadar İngiliz olmak
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        (a) ilişiği/çıkarı olmak, (b) katılmak, iştirak etmek, (bir işe) karışmak/ burnunu sokmak, müdahale etmek, 
 (c) çorbada tuzu olmak, dahli/etkisi olmak, (işin içinde) parmağı olmak.
                        
                        
                     
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        küçük bir derdi büyütmek
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        kılına dokunmak/zarar vermek, elini sürmek. 
 I won't let anyone lay a finger on him: Onun kılına 
 dokundurtmam. 
 It's not my fault, I never laid a finger on her.
                        
                        
                     
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        itham etmek, sorumlu tutmak.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        (a) (suç ortağını) polise haber vermek, ihbar etmek, ele vermek, (b) soyulacak evi/kurbanını) seçmek.
                        
                        
                    
                 
                
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        biri hakkında istihbarat vermek
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        biri hakkında bilgi vermek
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        birşeyi tespit etmek
                        
Fiil