-
bağlılık, bel bağlama.
-
güven(me), güvenç, emniyet, itimat.
place dependence = dependance on someone: birine güvenmek.
-
bağlı/tâbi olma, tâbiiyet.
The dependence = dependance of an effect upon a cause.
-
dayanma, muhtaç olma, eline bakma, emir kulluğu.
-
asılma, sarkma.