1. (hayretten, şaşkınlıktan vb.) ağzı açık kalmak, bakakalmak, ağzını açarak alık alık bakmak.
    The children
    gaped when they saw the huge birthday cake.
  2. esnemek, (uyku/açlık/yorgunluk vb. nedeniyle) ağzını açmak/açık tutmak.
  3. (boşluk/yarık vb.) açılmak/peyda olmak.
    A deep crevasse gaped before us. Holes gaped in the pavement.
  4. açıklık, boşluk, gedik, yarık, aralık.
  5. (ağzını) açma, (ağzı açık) alık alık bakakalma.
  6. esneme.
  7. Zooloji (kuş, balık vb. ağzının) açılış miktarı.
ağızı açık kalmak Fiil