Türkçe-Ingilizce Çeviri

  1. satisfaction
  2. persuasion
Türkçe-Ingilizce çeviriler: Zargan Ltd.

Türkçe-Ingilizce Ilgili Terimler

hile olmaksızın ikna
fair persuasion
ikna edici
cogent
ikna edici
persuasive
ikna edici
coaxer
ikna edici
stringent
ikna edici
conclusive
ikna edici bir şekilde
convincingly Zarf
ikna edici bir şekilde
forcibly Zarf
ikna edici bir şekilde
conclusively Zarf
ikna edici delil
cast-iron proof
ikna edici delil
mathematical evidence
ikna edici delil
cogent evidence
ikna edici iletişim
persuasive communication
ikna edici kanıt
convincing proof
ikna edici kanıtlar göstermek
to clinch an argument Fiil
ikna edici kimse
persuader
ikna edici konuşma
spiel
ikna edici konuşmacı
forcible speaker
ikna edici olmayan
inconclusive
ikna edici reklam
persuasive advertising
ikna edici reklamcılık
persuasive advertising
ikna edici sebep
cogent ground
ikna edilebilir olmak
to be open to conviction Fiil
ikna etme
enticement İsim
ikna etme
persuasion
ikna etme
inducement İsim
ikna etme
suasion
ikna etme gücü
persuasive power
ikna etme kuvveti
persuasive force
ikna etme sanatı
snow job
ikna etmek
to persuade Fiil
ikna etmek
to induce Fiil
ikna etmek
to get Fiil
ikna etmek
to bring home Fiil
ikna etmek
to sway Fiil
ikna etmek
to influence Fiil
ikna etmek
to satisfy Fiil
ikna etmek
to assure Fiil
ikna etmek
to reason with Fiil
ikna etmek
to fast- talk sb Fiil
ikna etmek
to coax into Fiil
ikna etmek
to convince Fiil
ikna etmek
to bring over Fiil
ikna etmekte başarılı olamamak
to get no change out of Fiil
ikna etmeyen
in conclusive
ikna gücü
cogency
ikna gücü
power of suggestion
ikna kuvveti
power of persuasion
ikna olmak
to convince yourself Fiil
ikna olmak
to be convinced Fiil
ikna olmak
to be persuaded Fiil
ikna olmak
to come around Fiil
ikna sanatı
art of persuasion
ikna yetkisi
power to negotiate İsim
(samimi olmasa da) ikna edici biçimde konuşan
glib
açık ve ikna edici delil
clear and convincing proof
bir muhalifi sonunda ikna etmek
to talk over an opponent Fiil
bir şahsı belli bir harekette bulunmaması için ikna etmek
to dissuade Fiil
birini bir şey konusunda ikna etmek
to talk someone round Fiil
birini bir şey yapmaya ikna etmek
to prevail on someone to do sth Fiil
birini birine 100 dolar vermesi için ikna etmek
to prevail upon someone to lend someone $ 100 Fiil
birini birşey yapmaya ikna etmek
to convince someone to do something Fiil
birini birşeye ikna etmek
to convince someone of something Fiil
birini birşeyi satın almaya ikna etmek
to interest someone in something Fiil
birini ikna edici yeteneği olmak
to have a way with sb Fiil
birini ikna etmek
to persuade sb Fiil
birini ikna etmek
to bring someone around Fiil
birini ikna etmeye çalışmak
to work on someone Fiil
birini indirim yapmaya ikna etmek
to beat someone down Fiil
birini istifa etmesinin yerinde olacağına ikna etmek
to persuade someone of the propriety of resigning Fiil
birini İtalya'da tatili geçirmesine ikna etmek
to talk someone into having a holiday in italy Fiil
birini kanıtlar ileri sürecek bir şey yapmaya ikna etmek
to argue someone into sth Fiil
birini makul olması için ikna etmek
to reason with someone Fiil
birini sözle ikna ederek para almak
to talk someone out of his money Fiil
birini şartlara uymaya ikna etmek
to bring someone to terms Fiil
birini yanıldığına ikna etmek
to refute sb Fiil
birisini sözle ikna ederek para almak
to talk someone out of his money Fiil
delilin ikna edici niteliği
cogency of evidence
insanları ikna etmeye yönelik iletişim
persuasive communication
iyi davranışlarla ikna etmek
to coax Fiil
katılmaya ikna etmek birini işe koşmak
to rope into rope someone in for a job Fiil
kimseyi ikna edememek
to ring hollow Fiil
kolayca ikna edilebilen kişi
soft touch
Ne kadar para versen beyhude; ikna olmam mümkün değil.
There is no amount of money that will convince me. Cümle
Ne kadar para versen boşuna; ikna olmam mümkün değil.
There is no amount of money that will convince me. Cümle
Ne kadar para versen ikna olmam.
There is no amount of money that will convince me. Cümle
Ne kadar para versen işe yaramaz; ikna olmam mümkün değil.
There is no amount of money that will convince me. Cümle
oy toplamak için seçmenleri ikna etmek
to electioneer Fiil
parti çalışanlarının seçmenleri tek tek ikna etmesi
door- bell ringing
sözleşme imzalamaya ikna etme
inducement to enter a contract
vb başka birine geçmeye ikna etmeye çalışmak
to proselytize Fiil
Türkçe-Ingilizce terim çevirileri: Zargan Ltd.

Türkçe Sözlük (Kubbealti Lugati)

  1. İnandırma, inanmasını sağlama
Kubbealti Akademisi Kültür ve Sanat Vakfi isbirligiyle yayinlanan özet bilgilerdir. Kelimenin kökeni, tüm anlamlari ve örnek cümleler için www.kubbealtilugati.com sitesini ziyaret edebilirsiniz.