1. Sıfat (ayrı yapıldıktan sonra) içine yerleştirilmiş.
(a) başlamak, gelmek, gelip çatmak.
Winter is setting in. (b) belirmek, zuhur etmek, meydana çıkmak,
(karanlık) basmak.
A reaction is setting in. If no complications set in. Fortunately the wound was treated before infection could set in. (c) yerleştirmek, tespit etmek.
to set a stone in.
gömme